Başkanının söylediklerine bakarak önce Suriye'den çekileceğini, sonra belki kalabileceğini düşündüğümüz ABD, yanınaİngiltere ve Fransa'yı da alıpSuriye'yi vurdu....
'Vurdu' derken; söylenenlere bakılırsa, bu ülkenin kendi halkına karşı kullandığı kimyasal silahları ürettiği merkezler vuruldu.
Atılan ve isabet edenlerin yanında, havada karşılanan ve imha edilen füzeler ve harekatın maliyeti konusunda değişik rivayetler var. Herkesin kendisine göre yorumladığı ve tuhaf bir biçimde herkesin kendisine göre bir başarıhikayesi çıkardığı bir durumla karşı karşıyayız.
Füze saldırısı öncesi, Rusya ve İran'ın konuya dahil olması sebebiyle ciddi bir karışıklık çıkabileceği beklentisi de boş çıktı. Rusya ve İran şiddetli bir dille saldırıyı kınasalar da, sanki çok rahatsız olmamış gibi bir halleri de vardı.
Konuyla ilgili en ilgi çekici açıklama herhalde BM'den geldi. Genel Sekreter Antonio Guterres'in 'uluslararasıhukuka uygun hareket edilmesi,itidal gösterilmesi ve gerginliğiartıracak her türlü eylemdenkaçınılması' şeklindeki muhatabı belirsiz açıklaması, BM'nin 'nen şiş yansın ne kebap' tutumunun bir uzantısıydı.
Teknik olarak, kendi halkına karşıkimyasal silahlar kullanan birrejimin cezalandırılmış olması, birölçüde normal. Ancak, Suriye rejiminin200 küsur defa kullandığı rivayet edilenkimyasal silahlar konusunda daha öncebir şey yapılmamışken, şimdi ne oldu dafüzeler gönderildi sorusu, önemli.
2011 Martı'ndan beri iç savaş yaşanan Suriye'de hayatını kaybeden 600 binden fazla insan söz konusu iken, neden özellikle kimyasal saldırının bu kadar tepkiye sebep olduğu sorusunun cevabı belirsiz. Mülteci durumundaki milyonlarca insan, zaten hesap dışı... 'Oyun başka!..'
Suriye rejimi tarafından kimyasalsilahlar kullanıldığı söylenen 1.,25. ya da mesela 165. saldırıdaneden müdahale edilmediği,merak konusu. Ama esas merakkonusu üç ülkenin beraberce yaptıklarıve çok başarılı olduğunu söylediklerisaldırının neye yaradığı ya dayarayacağı...
Günlerce önceden adeta davul zurnayla ilan edildiği için muhtemel hedeflerin boşaltılması sağlandıktan sonra yapılan saldırının Suriye'dekiiç karışıklığı bitirmeyeceğiaçık. Dahası, sadece kimyasal silah hassasiyeti sebebiyle yapıldığı için, bundan sonra Suriye halkının rejimtarafından konvansiyonel silahlarlakatlatmesine engel de değil...
Suriye rejiminin ve destekçileri Rusya ve İran'ın da, kimyasal silah kullanıldığını kabul etmiyor olmaları, işin bir başka yönü. Yani, Suriye'de çatışmalarıntamamen durmasını sağlayabilecekbir irade ortaya konulmadığısürece, benzer durumların bundan böyle de yaşanabilmesi ihtimal dahilinde.
ABD, İngiltere ve Fransa kamuyorunu belli ölçüde rahatlatmış olabilecek pansuman mahiyetindekisaldırının, pratikte Suriye insanınayaradığını düşündürebilecek birdurum yok yani.
Meselenin esasını Cumhurbaşkanımız Recep TayyipErdoğan'ın şu sözleri çok güzel izah ediyor:
"Rejimin daha önce de çeşitli defalar yaptığı bu tür saldırıların cevapsız bırakılması elbette düşünülemezdi. Bu bakımdan yapılan operasyonu doğru buluyoruz. Ancak kimyasal saldırıyagösterilen bu hassasiyetin, rejiminkonvansiyonel silahlarla katlettiği100 binlerce masum Suriyeliiçin de sergilenmesi gerektiğine inanıyoruz."
Cumhurbaşkanımızın altını çizdiği bir başka husus ise şu:
"Suriye'de yapılan iş önce rejimin zulmüne sessiz kalmakardından terör örgütünü elaltından destekleyip sahayasürülmesi sonrasında başka birterör örgütüyle projeyi hayatageçirmektir. Bunları kimse görmezden gelemez... Biz bu oyunu çoktan çözdük."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.