Fırat Kalkanı Harekatı başladığında olduğu gibi Zeytin Dalı Harekatı'nın ilk günlerinden itibaren, TSK'nın Afrin'eyönelik harekatını zaman olarakkısa ve alan olarak sınırlı tutması ve sivil kayıplar konusunda hassas olması gibi hususları içeren bir dizi açıklama dinledik.
Aslında her iki harekat sırasında da BM'yi, Güvenlik Konseyi'ni, NATO'yu ve başka birtakım uluslararası kuruluşları da devreye sokarak Türkiye'yidurdurabilmeyi, çok isterlerdi.
Ancak, Türkiye tıpkı Fırat Kalkanı Harekatı'nda olduğu gibi Zeytin Dalı Harekatı sırasında da bilinen bütün uluslararası kurallara göre meşru hakkını kullanıyordu ve bu durumda kimsenin söyleyebilecek bir sözü de yoktu. Dışarıdan gelen seslerlekoordineli bir şekilde içeriden deduyduğumuz, kaygı ve endişe dolubu açıklamalar, Türkiye'nin Zeytin DalıHarekatı'nı yapmamasını isteseler de bunudoğrudan söyleyemeyenlerin belki işeyarar diye buldukları usuldü.
Hemen tamamında olup bitenden kaygı ve endişe duyulduğuna vurgu yapılmaya dikkat edilen bu açıklamaların, insanhayatı konusunda pek te hassasolmadıkları bilinen merkezlerceyapılması, ilgi çekici hususlardan birisiydi.
Zeytin Dalı Harekatı, TSK ve ÖSO'nun muzafferiyeti ile neticelendi. Bundan sonra kent içinde tuzaklanan patlayıcıların bulunup imha edilmesi ve halkın arasına karışmış teröristlerin ayıklanmasına ağırlık vereceği anlaşılıyor.
Bölgenin tamamen güvenli hale gelmesini de, Fırat Kalkanı Harekatı sonrası olduğu gibi Afrin ve çevresiningerçek sahiplerinin yerleşimineaçılması takip edecektir.
Münbiç ve Fırat'ın doğusunda PYD/ YPG elinde bulunan bölgelerle ilgili neler olacağı da, ABD ile yapılan görüşmelerde alınacak neticeye bağlı.
YA GİDECEK YA DAGÖNDERİLECEKLER... Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı,Türkiye'nin gerekli olanın yapmakonusundaki kararlılığını ve bunuyapabilecek gücü olduğunu gösterdi.
Başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere devletimizi yönetenler, teröristlerden arındırılmazsa Münbiç ve Fırat'ın doğusu konusunda ne yapılacağını da defaatle açıkladılar.
Bu durumda işlerin nasıl yürüyeceği, ABD ve işbirlikçilerinin tercihine kaldı. Ya bölgeden defolup gidecekler, yada Türkiye onları göndermek içingerekeni yapacak...
Zeytin Dalı Harekatı ile ilgili 'endişe dolu' açıklamalar yapmakla yetinmeyip, algı operasyonları ile de ülkemizi köşeye sıkıştırmaya çalışanların şimdi yapmaları gereken bir şey var: Afrin'in vemesela Rakka'nın şimdiki halinigösteren birer fotoğrafını önlerinealıp, 'iki resim arasında fark bulmaoyunu' oynamak...
Ancak şunu da hatırlatalım ki, Afrin ve Rakka ayrı ayrı kentlerdir. Dolayısıyla ikifotoğraf arasındaki farkları ararken,buraları ele geçiren güçlerin nasıldavranmış olduklarına odaklanmaları gerek...
Afrin'in bugününü gösteren fotoğraf, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Özgür Suriye Ordusu ile yürüttüğü Zeytin Dalı Harekatı sırasındaki hassasiyetinin ispatı.
Rakka'nın fotoğrafı ise, TSK ve ÖSO'nun sebep olabileceği sivil kayıplar ve yıkımlar konusunda çok endişeli olanların, bu kenti ele geçirirken neler yaptıklarının göstergesi...
İki fotoğrafı ciddiyetle tedkik ederek, Türkiye gerek duyar Münbiç veFırat'ın doğusuna yönelirse, daha akla yakın yalanlar bulmak için çalışırlar hiç değilse...
Eninde sonunda ya gidecekler ya dagönderilecekler çünkü...
TAZİYE
Hayatını inandığı doğrulara hizmetedecek şekilde yaşamaya gayret etmesive zor zamanlardaki sağlam duruşuile tanıdığımız Hasan Celal Güzel'eCenab-ı Hakk'tan rahmet, ailesi veyakınlarına sabr-ı cemil niyaz ediyorum.
(E. K.)
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.