28 ŞUBAT sürecinde mağdur edilen yüz binlerce insanınduymak için 20 yılı aşkın birzamandır bekledikleri cümle, dünkü duruşmada savcı tarafından nihayet söylendi: "Dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ve dönemin Genelkurmay 2.
Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir'in de arasında bulunduğu 60 kişininağırlaştırılmış müebbet hapiscezasına çarptırılmasına..." Savcı, bu talepte bulunmasının gerekçelerini açıklarken şunlara vurgu yaptı: Refahyol Hükümeti'ni devirmeye TSK'daki tüm unsurlar katıldı... Batı Çalışma Grubu kurularak TSK'nın hiyerarşik yapısından farklı bir istihbarat ağı oluşturuldu." "Refah Yol Hükümeti'nidüşürmek için kurulan BatıÇalışma Grubu, bunun için Genelkurmay Karargahı'nda dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir başkanlığında toplantılar yaptı..." "Dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, 5 Mayıs 1997 tarihinden itibaren Batı Çalışma Grubu'ndan haberdardı..." "4 Şubat 1997'de Sincan'da tankların yürütülmesinin, 6 ayda bir yapılan eğitim programının gereği olduğu söylense de, Genelkurmay böyle bir eğitim programı olmadığını bildirdi..." Son derece açık ve net olan gerçeklerin çarpıtılmaya çalışılması, işe yaramamış... Demek ki, minareyi çalarken kılıfını hazırlamayı kıvıramamışlar...
BÇG kanuni bir kuruluştur, biz hukuk çerçevesinde hareket ettik ya da benzeri yalanları kimseyutmamış... Davanın savcısının dünkü mahkemede okuduğu mütalaayı öğrenen mağdurların çoğu: "Oh, çok şükür!..
Demek ki sürecin sorumlularınınutanmazca söyledikleri yalanlar,kimsenin umurunda olmamış" diyedüşünmüşlerdir muhakkak. 28 Şubatdavasında, dönemin sorumlusu olansiviller zaten dosya kapsamınaalınmamışken, askeri sorumlularile ilgili sürecin de yavaş yürüdüğüdüşüncesi, ümit kırıklıklarına sebepoluyordu çünkü. Mevcut iktidarıişbaşından uzaklaştırmak için çeşitliatraksiyonlar içeren post modernmüdahaleyi yapanların, yaptıklarıişlerin kılıflarını iyi hazırlamışolmaları ihtimali, en çok korkulanhusustu.
SIRADAKİLER LÜTFEN!..
O dönemde yapılıp edilenlerin birçoğuna mevcut hukuki sistem içerisinde ceza alınmayacak şekilde bahaneler üretildiği, dolayısıyla 28Şubat'ın müsebbiplerinin cezaalmayabilecekleri ihtimali, dönemin mağdurları açısından can sıkacak bir durumdu. Seçilmiş hükümeti işbaşından uzaklaştırmak için brifingler verip, tanklar yürütür ve işbirliği içerisinde oldukları medya organları üzerinden 'gerekirse silah bile kullanırız' mesajları verirkenki rahatlıkları şimdi gerilerde kaldı sorumluların... Hesapsorma mevkiinde bulunanlarıntamamını sindirmişlerdi akıllarısıra. Devranın hep böyle döneceğini ve yaptıklarının kesinlikle yanlarına kar kalacağını düşünüyorlardı. Ama olması gereken, nihayet oldu. Sadece askerlerden hesap sorulmasının yetmeyeceği ve dönemin sivil sorumlularının damahkeme karşısına çıkarılmasıgerektiğini düşünenler, davanın dünkü duruşmasında savcı tarafından açıklanan mütalaayı duyduklarında, rahatladılar herhalde. Medyanın o dönemde darbe girişimine sağladığı desteklere de atıf yapan savcının mütalaası, sadece kendileri ile ilgili ağır cezalar istenen askerleri değil, 20 yıldır kapılarınınbir gün çalınacağı korkusuylayaşayan sivil sorumluları daürkütmüş olmalı... İdeolojik bir kılıflaCumhuriyet tarihinin en büyüksoygun operasyonuna imza atarak, ekonomi ve eğitim başta olmak üzere, ülkemizin gelişmesine büyük darbe vuranların bir kesiminin hesapları yakında kesilecek gibi... Darısı diğerlerinin, yani askerlerle beraber hareket eden veçoğu zaman onları teşvik edenlerin başına!..
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.