Hakim önündeki dosyanın davacısı ve mübaşir de şahidi ise, o mahkemeden adaletli bir hüküm çıkmasının imkansızlığını, Ziya Paşa vaktiyle şöyle anlatmış: "Kâdı olada'vâcı vü muhzır dahî şâhid / Olmahkemenin hükmüne derler miadâlet?" ABD'nin tek taraflı olarak aldığı ambargo kararlarına uymadıkları iddiasıyla bir başka ülkenin vatandaşlarını yargılamak için oluşturduğu mahkeme ile alakalı olarak Ziya Paşa ne derdi bilinmez. Ancak hakimin kendibaktığı davada şikayetçi veemrinde çalışan mübaşirin deşahit olmasından daha vahim birdurumla karşı karşıya olduğumuz açık.
Vaktiyle İran'a yönelik tek taraflı ambargo kararı alan ABD, söz konusu ambargo kararına uymadığı iddiasıyla tutukladığı Rıza Sarraf'ı, şimdisanıklıktan tanıklığa terfi ettirdi.
Sanıklıktan tanıklığa terfi etmenin bizim hukuk sistemimizdeki karşılığının 'etkin pişmanlık' olduğunu söyleyebiliriz.
Bizde bu durumda bulunan kişilere verilen isim ise bilindiği gibi 'itirafçı'.
Ancak, ABD'deki olay çok daha başka.
Sanıklıktan tanıklığa terfi etmenin ne karşılığı sağlandığı ve Sarraf'ın paçasını kurtarabilmek için nasıl bir anlaşma yaptığı, şimdilik meçhul. Ancak, tanıklıktan tanıklığa terfi etmesi 'itirafçı olmaya karar vermesi' ile alakalı olsa da, mevcut durumun gösterdiği şu ki, Sarrafaslında itirafçı değil iftiracı olmayakarar vermiş.
Sarraf'ın 'iftiracı' olmaya karar vermesiyle dava dosyasının 'ABD Sarraf'a karşı' yerine 'ABD Mehmet Hakan Atilla'ya karşı' şeklinde isimlendirilmesi, bundan sonrası için fikir verir nitelikte.
Bir şekilde ABD'ye gelmesi ve kendisini ABD adaletinin müşfik(!) kollarına teslim etmesi sağlanan Sarraf, bundan sonraki süreçte,Türkiye'den bazı isimleri suçlarnitelikte alakalı açıklamalaryapması için de ikna edilmiş durumda belli ki. ABD'ye gitmesi gibi, bu ikna edilmenin nasıl yapıldığı konusunda da, hayal gücümüzü çalıştırmak dışında yapılabilecek bir şey yok.
YERLİ VE MİLLİ OLMAK...
Sarraf'ın yargılanması ile ilgili konu, günlerdir medyanın gündeminde birinci sırada. Mahkemenin verebileceği muhtemel karar üzerine yapılan spekülasyonlar sebebiyle, döviz fiyatlarında belirli bir istikrarsızlık söz konusu.
Artık açık bir komedi haline dönüşen ABD'deki yargılama, 17/25 Aralık2013'te yapılmaya çalışılan herne ise onun bir devamı. Fark şurada ki, ABD artık dolaylı yollardan değil doğrudan harekete geçmiş durumda.
Uluslararası hukukla zerre kadar alakası olmayan ve ülkemizi köşeye sıkıştırmak için düzenlendiği açık olan bir komplo girişimi ile karşı karşıyayız.
Gündeme gelmesi ile beraber ekonomi ile olumsuz etkileri görülmeye başlanan bu girişim, temel olarak yerli ve milli olduğunu söyleyen herkesin karşı çıkması gereken bir şey.
Ancak, Sarraf davasıyla aynı günlerde, CHP liderinin de birtakım kağıtparçaları göstermek suretiyleharekete geçip akıl almaziftiralarda bulunması, kumpasın boyutlarının büyük olduğunu gösteriyor.
Sürecin başından beri hukukungücü yerine, gücün hukukun baskınolduğu davanın nasıl sonuçlanabileceğibilinmese de, objektif açıdan kesinliklekimsenin içine sinmeyeceği çok açık.
Son senelerde ardı ardına muhatap olduğumuz saldırıların devamı niteliğinde bir girişimle karşı karşıyayız. Haklıolanın güçlü olduğu günler belkiçok yakın değil, ama doğruolanın bir şekilde kazandığını daunutmamak gerek...
Menfaat hırsının gözlerini kör ettiği anlaşılanlar, paçasını kurtarabilmek için kendileriyle işbirliği yapan 'iftiracı' sayesinde belli ki ülkemizi iyice köşeye sıkıştırmak niyetindeler.
Manzara moral bozucu gibi gözükse de, birçok vartayı nasıl atlattı isek, bunu da atlatırız inşallah...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.