1 Nisan sabahı Türkiye farklı bir coğrafyada uyanmayacak…
Güneş yine Doğu'dan parlayacak…
Baharın sıcaklığını hissedeceğiz yüzümüzde.
Uykulu gözlerle işimize gideceğiz.
Günlük telaşın içinde koşturup duracağız.
Ama bir şeyler değişmiş olacak.
Veya daha da sağlamlaşmış..
Türkiye 31 Mart'ta hizmet anlamında yepyeni bir döneme girmiş olacak..
Nedir bu 'yeni' dönem?
Neden 'yeni' dönem?
Türkiye öncelikle şuna karar verecek.
Vatandaş her seçimin bir varoluş, var olma bilinci ile sandık başına gidecek…
Sadece belediye başkanı seçilmeyecek.
Sadece çöp toplayan, asfalt seren bir başkan için oy verilmeyecek.
Sadece evlere temiz su sağlamak için sandığa gitmeyeceğiz…
Bunlar zaten Başkan'ın asli görevleri.
Yapması gerekiyor.
Sen o hizmetleri yapmak için seçiliyorsun.
Başka siyasi emeller için o makama geliyorsan, hiç gelme zaten…
Gizli ittifaklar, uzlaşılar, kapalı kapılar ardında yapılan gizli pazarlıklar…
Bunlar her seçim döneminde olmuştur.
Çirkin olan, kabul edilmez olan, bu milletin huzuru, istikbali, güvenliğinin yok sayılması, göz ardı edilmesi…
Etnik kimlik tartışmaları bu ülkeye hiçbir zaman fayda getirmedi.
Aksine büyük zararı oldu, bedeller yaşattı Türk milletine…
Velhasıl…
Kardeşliğe, birlik ve beraberliğe her zamankinden daha çok ihtiyacı var Türkiye'nin…
İmam Şafii hazretlerinin şu sözünü unutmamak gerek..
"Bütün tartışmalarda galip gelmeye çalışma!
Bazen kalpleri kazanmak, tartışmayı kazanmaktan daha evla olabilir…"
Seçimler hayır ola…