Antalya Diplomasi Forumu’nda neler konuştuk?
Erdoğan'ın "uluslararası sistem asgari mesuliyetlerini bile yerine getiremiyor" dediği hususun en çarpıcı örnekleri kuşkusuz İsrail'in Gazze katliamlarının ve Rusya-Ukrayna savaşının bitecek gibi görünmemesidir. Dışişleri Bakanı Fidan da uluslararası örgütlerin bu çatışmaları çözememesinin getirdiği meşruiyet krizine işaret etti. 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana en derin meşruiyet krizinin yaşandığı günlerde Fidan'ın önerisi "bölgesel sahiplenme ile coğrafyamızdaki sorunların çözümüne öncülük etmek".
***
Moderatörlüğünü yaptığım "Umut ya da Şaka: Ortadoğu'da yeni bir zemini tahayyül etmek" başlıklı panelde ABD ve Avrupa'nın Gazze krizindeki samimiyetsizliğini ve bölgesel güçlerin kendi sorunlarına sahip çıkmadıkça çözüm hakkında ne yazık ki ümitli olmayacağımızı tartıştık. Wadah Khanfar, Daniel Levy ve David Hearst "iki devletli çözüm" arayışının zorluklarına değinerek halkların hükümetleri üzerinde baskı yapmasının önemine vurgu yaptılar. Güney Afrika'daki apartheid rejiminin sona erdirilmesinde nasıl bir mücadele verildiğini anlatan Faizal Dawjee'nin konuşması ibretlik bir deneyim ile doluydu. Beyaz olmayanların gidebildiği üniversitelerden plajlara kadar yaşam alanlarının nasıl ayrıştırıldığını ve sömürgeleştirildiğini anlattı. Dawjee'nin anlattıkları İsrail'in katliamlarına karşı soykırım davası açan ülkenin neden Güney Afrika olduğunu çok iyi resmetti. ABD'nin Güney Afrika'ya yaptırım hazırlığında olduğu duymak ise rahatsız ediciydi. Soykırıma karşı olmak Güney Afrika'nın milli kimliğinin parçası olsa da bu davada yalnız bırakılmamalı.***
Antalya Diplomasi Forumu'nun gündemindeki ikinci en önemli konu elbette Batı- Rusya gerilimiydi. Malum, geçtiğimiz günlerde Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Ukrayna'ya asker göndermenin "ihtimal dışı" bırakılmaması gerektiğini söyleyerek bir tartışma başlatmıştı. Macron'un önerisi NATO, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinden hızlı ret cevapları aldı. Kremlin sözcüsü Peskov bu ihtimalin Rusya ve NATO arasında çatışmayı "kaçınılmaz" hale getireceği tepkisini verdi. Rus lider Putin ise Macron'a daha önce ülkesine asker gönderenlerin akıbetini hatırlattı. Bununla yetinmedi. "Dünya düzeninin Rusya'sız olamayacağını" ve "Avrasya'da yeni bir güvenlik modelinin" oluşturulması için çalışılması gerektiğini anlattı. Ve Putin, Ukrayna'ya asker gönderilmesi konusunda yeniden "nükleer savaş" ihtimalini hatırlattı: "Onların (Batılıların), topraklarındaki hedefleri vurabileceğimiz silahlara sahip olduğumuzu anlamaları gerekiyor. Ülkemiz, stratejik nükleer silahları kullanmaya tamamıyla hazır. Rusya'ya yeni bir müdahale girişimi, nükleer silah kullanımıyla geniş çaplı bir çatışma tehdidi oluşturuyor." Bu tartışmanın getirdiği kaygılar forumda oturumlar arasında sohbet konusuydu. ABD ve Avrupa, Rusya'yı "stratejik yenilgiye" uğratmak istiyor. Halbuki Putin, yenilgiyi kabullenmeyeceğini nükleer kartı çekerek hatırlatıyor. ABD ve Avrupa ile kapsamlı "stratejik pazarlık" yapmak arzusunda olduğunu da ekliyor. Bu yıl zorlu geçecek. Diplomasinin "çok yönlü ve çok aktörlü" olarak güçlendirilmesi, işletilmesi lazım. İşte Antalya Diplomasi Forumu tam da bugünlerde söz konusu amaca hizmet ediyor.Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)