Yerel seçimlere yaklaşık 70 gün kala kampanyaların dili sertleşiyor. AK Parti ve İYİ Parti'nin seçim söylemlerinin CHP'yi zorlayacak bir noktaya doğru gittiğini düşünüyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan 18 Ocak günkü aday tanıtım toplantısı konuşmasında CHP eleştirilerini ileri düzeye taşıdı. Erdoğan yeni CHP yönetimi ile ilgili olarak
"emperyalistlerin koç başlığına soyunmak", "bölücü terör örgütünün güdümünden çıkamamak", "Kandil uzantılarının ayakları altına kırmızı halılar sermek", "Özgür Efendi'nin iradesini ve ipini terör örgütlerinin temsilcilerine teslim etmek" ve
"Gazi Mustafa Kemal'in kurduğu partinin tabutuna son çiviyi çakmak" cümlelerini kullandı.
***
Böylece Erdoğan hem CHP-DEM Parti işbirliğini merkeze alan sert bir söylem üretiyor hem de CHP'nin son haftalarda gündeme getirdiği cumhuriyet, Atatürk ve rejim tartışmalarını CHP aleyhine bir kolaja çevirdi.
İYİ Parti ve diğer sağ partilerle birlikte hareket edemeyen CHP'nin bu ikili sert söylemden etkileneceğini düşünüyorum.
Zira küresel-bölgesel çatışmaların ve vekâlet savaşlarının arttığı bir dönemde emperyalistlerin aparatı terör örgütü PKK ile anılarak hırpalanmak CHP için ciddi bir zafiyet oluşturuyor.
31 Mart yerel seçimlerine giderken CHP karşı ataklarla savuşturamayacağı bir konumda. Neden mi?
İYİ Parti koruma kalkanını kaybettiği için...
***
Malum, İYİ Parti'nin
"hür ve müstakil" siyaset arayışı ile CHP'den ayrışması
sürüyor. Elbette İYİ Parti iktidarı eleştirmekten
vazgeçmedi ancak CHP'nin aksine
"Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtlığı/nefreti
sermayesini" kullanmayı terk etti. Bunun
yerine "AK Parti'ye gıcık olmak onun yaptığı
işleri eleştirmek, onu sandıkta yenmek"
ifadeleri ile açıkladığı yeni bir muhalefet
dili üretiyor. İYİ Parti'nin DEM Parti ve
bu parti ile şeffaf işbirliği temasları yürüten
CHP'ye eleştirisi ise giderek daha sertleşiyor.
Nitekim Akşener,
"Hani her konuda biz suçluyduk. Dürüst, açık bir şekilde DEM Parti ile el sıkışın kardeşim, sizin elinizi tutan mı var? Hemen el sıkışın, her yeri alın" tepkisiyle önümüzdeki
dönemde CHP'yi terörle mücadele
konusunda daha keskin eleştireceğinin işaretini
veriyor. Hatta daha şimdiden İYİ Parti
Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu,
TBMM'de yaptığı konuşmada "İYİ Parti,
gece gündüz sıraya geçerek 'Apo'nun heykelini
dikeceğiz' diyenlere selam gönderenlerle,
sırtını PKK'ya yaslayanlar ve onlarla
herkesin gözü önünde açık ve şeffaf olarak
hareket edenlerle aynı safta durmayacaktır"
diyerek bu aşamaya geçti bile.
***
AK Parti'nin CHP'ye yönelik "emperyalistlerin koçbaşlığı ve "bölücülerin vesayetinde olma" eleştirilerini MHP daha vurgulu ifade ediyor zaten. Bir de İYİ Parti'nin benzer eleştirileri CHP'yi ziyadesiyle sıkıştıracak. Dahası, Mayıs 2023 seçimlerinin aksine bu seçimlerde ortada
"muhalefetin ortak demokratik önerisi" gibi iddialar da yok. Bu itibarla Akşener'in "
Biz CHP'nin yancısı değiliz" ifadesi CHP'nin kaybedebileceği belediyelerden fazlasını anlatıyor. CHP'nin siyaset yapma ve söylem üretme alanı da daralıyor. Zira CHP artık, 2019 ve 2023 seçimlerinde Türkiye'nin milli güvenlik menfaatlerine aykırı davranmak ile ilgili suçlanmaya karşı sahip olduğu değerli bir koruma kalkanını (İYİ Parti desteği) kaybetti. CHP çevreleri İYİ Parti'nin milliyetçi seçmenden sopa yeme pahasına CHP'nin HDP ile iş tutmasını meşrulaştırmasının anlamını yeterince anlayamadı. AK Parti ve MHP'nin yanı sıra İYİ Parti'nin de sertleşen "
millilik" eleştirileri CHP için çok cepheli bir meydan okumaya dönüyor.