CHP ile İyi Parti arasındaki olası işbirliği için zemin hazırlanıyor. Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyelerinin eko-sistemindeki teşkilatların
"işbirliği yapalım" demesi şaşırtıcı değil. İmamoğlu ve Yavaş'ın 2019'daki Millet İttifakı bileşenlerini (HDP ve SP dahil) etki alanlarında tutacak bir koalisyon stratejisi yürüttüğü biliniyordu. İyi Parti'den son istifaların da gösterdiği bu gerçek Akşener'i bir kez daha
"masaya geri oturtabilecek" güçte mi göreceğiz.
Ancak havuç-sopa kıskacındaki Akşener, liderlik sınavından sınıfta kalabilir. Sürekli karar değiştiriyor şeklinde algınız oturursa yeni söylediklerinizin etkisi olmaz. 81 ilde müstakil aday gösterme açıklaması sadece Kılıçdaroğlu'nun CHP genel başkanı olmasıyla mı ilgiliydi sorusu akla gelir. Özel'in vereceği tavizleri Kılıçdaroğlu da verebileceğini Mayıs 2023 seçimlerinde ispatlamıştı zaten.
***
CHP'nin yeni Genel Başkanı Özel, 2024 yerel seçimlerinde Kılıçdaroğlu'nun önceki performansından geri kalmayacak şekilde muhalefet partileri arasında ittifak/işbirliği kurabilme çabasında. İmamoğlu'nun gelecek kariyeri de bunun başarılmasına bağlı. İşbirliği yapma çabasının parti siyaseti boyutunda Özel, Kılıçdaroğlu'nun yolundan gidiyor. En önemli bileşenler İyi Parti ve HDP olduğu için önce bu partilerle görüşüyor, onlara mesaj veriyor.
Kayyum konusu üzerinden Kürt kimlik siyasetini köpürtmeye yöneliyor. Bakalım Altılı Masa'nın diğer bileşenleri olan SP, DEVA, DP ve GP'yi de bu işbirliği arayışına dahil edecek mi?
"Sol politikalarla sağa açılma" söylemi bu partiler
için pek anlamlı değil.
Somut pazarlık gerekir. Bu
da Kılıçdaroğlu'nun CHP
içinde eleştirilen
"tavizkâr ve pazarlıkçı" konumuna
geri dönmek demek.
Aksi durum ise Özel'in
muhafazakâr partileri dışlayarak
daha dar bir işbirliği
çerçevesi kurması anlamına
gelir.
***
Özel, Kılıçdaroğlu'nu destekleyen CHP seçmeninin küsmemesi için de Alevi kimlik siyaseti yapıyor. Bunu, İmamoğlu'nun Alevi kökenli ilçe belediye başkanlarını değiştirme önerisine hazırlık olarak da kullanıyor olabilir. Yine CHP çevresini toparlamak için Özel, Kılıçdaroğlu'ndan daha fazla Atatürk vurgusu yapıyor.
Vizyonunu
"Atatürk'ün partisine bir daha seçim kaybettirmemek" olarak
tarif ediyor. Ülkemizin kurucu
liderine referansla siyaset
yapmanın avantajı var.
Ancak bu cümle Kılıçdaroğlu ve daha önceki genel başkanları
"Atatürk'ün partisine seçim kaybettirenler" olarak etiketlemeyi de kapsıyor. Diğer partileri de Atatürk'ün partisine karşı yarışanlar konumuna koyuyor. Dahası, Özel, Atatürkçülük vizyonunu muğlak bırakarak CHP'ye
"Atatürk'ün prensiplerinden uzaklaşma" eleştirilerini davet ediyor.
"Atatürk'ün partisi bunu da mı yapar?" suçlamasına alan açar.
***
Günümüzde
"sol politikalarla sağa açılan, Kürt ve Alevi kimlik siyaseti yapan" CHP'nin nasıl bir
Atatürkçülük yorumu getirdiği
belli değil. Tutarlı bir söylem
birlikteliği oluşmuyor.
Solculuk gibi Atatürkçülüğün
de güncel anlamının ne
olduğunu netleştirmenin
önemsenmediği açık. Hatta
Atatürkçülüğün sembolik
düzlemde tutulması ve içeriğin
muğlak bırakılması bir
taktik de olabilir. Neticede
Özel'in söylemi ideoloji ve
kimlik konularını öne çıkarıyor.
Bu, CHP ve HDP lehine
bir tercih olabilir ancak İyi
Parti ve eski Altılı Masa bileşenlerinin
aleyhine.