Gazze’yi Filistinsizleştirmek!
İsrail dün BM'den 1.1 milyon Filistinlinin 24 saat içinde Gazze'nin güneyine tahliye edilmesini istedi. BM, "böyle bir tahliyenin imkânsız olduğunu ve çok yıkıcı insani sorunlara yol açacağını" söylese de bir haftalık ağır bombardımanın ardından İsrail ordusu, kara harekâtına hazırlanıyor. Filistinlilerin güneye sürülmesi Hamas'ın (tüneller dahil) her türlü kapasitesini yok etmek isteyen İsrail'in kademeli bir planı olarak görülüyor. Tel Aviv'in bu karar ile hem sivilleri öldürmek için bir mazeret oluşturduğu hem de asıl niyeti olan tüm Gazze'yi yaşanamaz bir yere çevirmenin hazırlığını yaptığı değerlendiriliyor. Muhtemel kara harekâtının sonunda İsrail'in zaten 16 yıldır abluka altında tuttuğu Gazze'den bütün Filistinlileri Mısır'a sürme ihtimali konuşuluyor. Mısır'ı çok zor durumda bırakacak böyle bir hadisenin bölgemizde yeni insani felaketleri ve radikalleşmeleri getireceği çok açık. Malum, ABD'nin Afganistan ve Irak işgalleri de Suriye'de insani drama göz kapaması da birçok radikal örgütün doğmasına ya da güçlenmesine neden olmuştu.
***
Son 75 yıldır hep işgal ve sürgünle yüzleşen Filistinlilerin büyük bir kısmının "direnişten vazgeçerek Gazze'yi terk etmesi" beklenmiyor. Zira dünkü Bloomberg'de yer alan bir haber Gazze'deki Filistinlilerin dramını özetliyordu:
"Gazze'de yaşayan insanların büyük çoğunluğu zaten şu anda İsrail ve Batı Şeria'da bulunan kasaba ve köylerden gelen mülteciler. Bu son vatan parçasını da terk ederlerse geri dönemeyeceklerinden ya da dönmelerine izin verilmeyeceğinden korkuyorlar." Gazze'deki Filistinlilerin "ya bombalar altında ölüm ya da büyük sürgün" seçenekleri arasında bırakılması uluslararası toplumun utancı olacak bir trajedidir. İsrail'in "savunma hakkından bahseden" ülkelerin Filistinlilerin insan hakları konusunda daha etkin bir diplomasi yürütmesi gerekiyor.
En başta ABD, AB, Britanya ve Rusya olmak üzere... Bölgeye iki uçak gemisi yönlendiren Biden yönetiminin BM uyarılarını da dikkate alarak yeni sivillerin ölümünü ve Gazze'nin tamamen bir harabeye çevrilmesini durdurması lazım. İsrail'in güvenliğine destek vermek, çatışmayı artırmak ya da sürgün ve katliama göz yummak olmamalı.
Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'ye yönelttiği eleştirilerde bu sorumluluğu hatırlatıyor. Ortadoğu'da yeni bir çatışma ve belirsizlik dönemi üretme potansiyelindeki bu son çatışmadan istifade edecek ülkeler olabilir. İlk akla gelenler Rusya ve İran... Moskova'nın Ukrayna savaşında elinin rahatlamasından ya da Tahran'ın Suudi Arabistan ile İsrail arasındaki normalleşmenin durmasından memnun olduğu yazılıyor, çiziliyor. Peki ABD çatışmadan istifade eden ülkelerden biri midir? Pasifik'ten Ortadoğu'ya ilgisini çekecek bir çatışma dalgası Washington'ın lehine olmayacaktır.
***
Biden yönetiminin 7 Ekim saldırısı ile ilgili İran'ı suçlamaması çatışmanın yayılmasını istemediğini gösteriyor. Ancak bu saatten sonra İsrail-Filistin çatışmasının Lübnan, Suriye, İran ve daha ötesine yayılmasını engellemenin yolu iki, hatta çok yönlü caydırıcılıktan geçer. Hizbullah'a ve Tahran'a yapılan uyarıların farklı versiyonunun Tel Aviv'e de yapılması gerekir. Farklı ve çelişen çıkarların olduğu ve zaten sıklıkla çatışmaya gebe olan bir bölgede bunu başarmak çok zor. İşte bu yüzden Gazze için ilk insani yardım uçaklarını gönderen Türkiye'nin hem çatışan taraflarla hem de krizde etkisi olabilecek aktörlerle görüşmeleri desteklenmeli. İsrail'in yaptığı/ yapacağı sivil katliamlarının bir faturasının da özelde ABD'ye genelde Batı'ya kesileceği unutulmamalı. Filistinlilerin Gazze'den sürülmesi İsrail'in güvenlik sorunlarını çözmez, daha da büyütür.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)