Tahıl Koridoru, Çin’in Türkiye ilgisi ve Erdoğan’ın IDEF’23 mesajı
Rusya-Ukrayna savaşına dair ateşkes dahil 12 maddelik öneri hazırlayan Pekin son dönemdeki diplomatik girişimleri ile dikkat çekiyor. İran-Suudi Arabistan normalleşmesinde arabuluculuk yapan Pekin'in İsrail-Filistin meselesine ilgisi de gözden kaçmıyor. Ayrıca, Çin Dışişleri Bakanı'nın ziyaretinin Türkiye'nin Vilnius Zirvesi'nde İsveç'in NATO üyeliğine yeşil ışık yakması sonrasına denk gelmesi de not edilmeli. NATO ve AB ile ilişkilerde yeni bir canlanma havası oluşturan Türkiye'ye Çin ve Rusya'nın ilgisiz kalması düşünülemez. Bence Vilnius Zirvesi'nden sonra Ankara ile Moskova arasındaki ilişkilerin bozulmasını bekleyenler dinamik jeopolitik dengeleri ve Türkiye'nin giderek güçlenen rolünü iyi hesap edemiyor. Bu arada, Çin'in Tek Kuşak Tek Yol projesinin istediği gibi gitmediği ortada. ABD, Çin'in Yunanistan ve İsrail gibi ülkelerdeki ticari varlığını sekteye uğratıyor. Yine ABD, AUKUS ve QUAD girişimleriyle ve Güney Kore, Japonya ve Filipinler'le geliştirdiği savunma ilişkileriyle Çin'i sınırlandırıyor. Büyüme hızı Hindistan'ın arkasında kalan Çin'in Orta Asya, Ortadoğu, Körfez, Afrika ve Güney Amerika'daki ticari yatırımlarını/girişimlerini koruma ihtiyacı giderek büyüyor.
***
Böylesi uluslararası ortamda Türkiye gibi stratejik otonomiye sahip olduğunu gösteren orta büyüklükteki ülkeler daha değerli hale geliyor. Türkiye ile birlikte çalışmanın cazibesi hem küresel güçler hem de çevremizdeki bölgelerdeki ülkeler nezdinde artıyor. Nitekim Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, "Avrupa'nın Geleceği, Zorluklarla Yüzleşme ve Geleceği Şekillendirme" temalı Salzburg Zirvesi'nde bu değeri Avrupa için şu şekilde formüle etti: "Eğer Avrupa... küresel meselelerde daha iyi bir oyuncu olmak istiyorsa Türkiye büyüklüğünde bir ülkeyi görmezden gelemez. Türkiye'nin... Avrupa'nın ekonomik açıdan daha büyük bir güç merkezi haline gelmesine yardımcı olabileceğini düşünüyorum." Küresel tedarik zincirinde daha etkili rol üstlenmeye çalışan Türkiye, Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya, Körfez ve Afrika'da yeni bir işbirliği ve birlikte kazanma yaklaşımı geliştiriyor. Savunma sanayii bu yaklaşımda stratejik bir sektör haline geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan dün 16'ncı Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı kapanış törenindeki konuşmasında Türkiye'nin işbirliği yaklaşımını şu cümlelerle açıkladı: "Ülkemizin savunma gibi zor bir alanda yazdığı başarı hikâyesi dünyadaki diğer devletlere de ilham kaynağı oluyor. Silah gücünü elinde tutan kimi ülkelerin hazımsızlığının ardında işte bu var. Bizim amacımız sadece muhataplarımıza ürün satmak değildir, biz orta ve uzun vadeli ortaklıklar kurmak niyetindeyiz. Ortak çıkarlar ve anlayış dahilinde işbirliğimizi güçlendirelim diyoruz."Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)