CHP laikçiliği, YSP ve TİP solculuğu birleşirken alkış tutanlar!
***
Kılıçdaroğlu'nun seçim kampanyası polemikler açısından da düşük tempolu seyrediyor. Son iki-üç haftada değişir mi bilemem ancak Kılıçdaroğlu'nun mevcut düşük tempo tercihinin bir kampanya taktiği olduğu açık. Kampanyacıları İmamoğlu'nun 2019 seçimlerinde uyguladığına benzer bir taktik önerdikleri için Kılıçdaroğlu bu yaklaşımı tercih etmiş olabilir. Sert suçlamaları krizlerin odağındaki İyi Parti Genel Başkanı Akşener'e ve bazı CHP'lilere de havale etmiş olabilir. Ancak cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu'nun profili, belediye başkanı İmamoğlu'nunkinden hayli farklı. Geride unutturulması gereken bir sürü sert söylemler, tutulmayan vaatler, FETÖ tapelerini Meclis'te okuması, 15 Temmuz ile mücadeleyi "sivil darbe"olarak görmesi, başörtüsünün serbest olmasına Anayasa Mahkemesi'nde karşı çıkması ve koalisyonlar dönemi başarısız SSK tecrübesi var. Yani Kılıçdaroğlu eski bir isim, hayli bagajı var; kolaylıkla parlatılabilecek yeni bir isim değil.Sert söylemleri yumuşatmanın Kılıçdaroğlu'na yeni bir "sorumlu devlet adamı" profili vermesi ne kadar mümkün, henüz belli değil. Ancak Kılıçdaroğlu'nun bu taktiği Millet İttifakı'nın ideoloji, kimlik ve politikalar bağlamında dağınık ve tutarsız bir koalisyon olduğunu seçmene daha açık hale getiren turnusol görevi üstleniyor. 6'lı masanın ürettiği bütün dokümanlara rağmen Millet İttifakı reaksiyoner olmayı hâlâ aşabilmiş değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtlığı ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş hedefi Kılıçdaroğlu'nun tüm destekçilerini kuşatan, tutarlı bir söyleme ulaşması için yeterli olmuyor. Tüm bileşenlerin demokrasi vurgusu yapması da Millet İttifakı'nın ortak vizyon eksiğini kapatmıyor. Bazı siyasi ve ideolojik konuların muğlak tutulması da bir kampanya tercihi olabilir. Fakat Millet İttifakı partilerinin ve adayları Kılıçdaroğlu'nun boş bıraktığı alanı YSP (HDP), TİP ve CHP destekçisi medya dolduruyor.
***
Klasik CHP laikçiliği, HDP ve TİP solu Cumhur İttifakı'nı ve Erdoğan'ı giderek daha vurgulu şekilde "radikal İslamcı" ilan ediyor. AK Parti'nin dine zarar verdiğini iddia etmek DEVA ve GP yandaşı medyaya düşüyor. YSP'nin aday gösterdiği liberal sol isimler de Cumhuriyet'in yeniden inşası, 15 Temmuz destanını sorunsallaştırma ve "Kürt sorunu" gündemi oluşturma konularında rol alıyor. Kılıçdaroğlu'nun kazanması durumunda yeni bir çözüm süreci başlatılması fikrini savunuyorlar. İki çözüm sürecini bitiren, Kobani olaylarının ve hendek çatışmalarının sorumluluğunu taşıyan HDP-YSP çizgisinin teröre destek konusunda özeleştirisini yapmadığı unutularak marjinallikten kurtarılmaları yetmezmiş gibi bir de Millet İttifakı ve adayı Kılıçdaroğlu'na "politika ve söylem" oluşturmaları muhalefetin dağınıklığını toparlamıyor, keskinleştiriyor. Türk ve Kürt solunun sert söylemleri CHP laikçiliği ile birleşirken DEVA, SP ve GP'ye de Kaftancıoğlu'na alkış tutmak kalıyor.Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)