Cumhuriyetin geleceğini konuşmak
***
Bence muhalif gazetelerin temsilcilerini vizyon konuşmasına davet eden siyasi akıl bu tepkileri bekliyordu. Neticede iktidarda olmanın yükü ve sorumluluğu var. İlk muhalif tepkilerin inandırıcılık sorgulaması şeklinde olması AK Parti'nin kararlılığını azaltmamalı. Kapsayıcı bir dille konuşma ve kutuplaşmayı terk ederek bütünleşmeye, huzura ve birlikteliğe vurgu başta gençlerin olmak üzere tüm seçmen gruplarının arzusu. AK Parti bir yandan zorlu şartlarda mücadele verebiliyor diğer yandan değişim kapıya geldiğinde buna uyum sağlayabiliyor. Böylece kendi hikâyesini yeniden yazabilen bir parti olarak öne çıkıyor. Erdoğan'ın güçlü liderliğinin bir yansıması da bu yenilenme kapasitesinin yüksek olması.***
Bu itibarla, AK Parti muhalefetin eleştirilerinin işe yarayan kısımlarını alarak kapsayıcı söylemini tahkim etmeli. Güncel siyasetin rekabetinin ve polemiklerinin kapsayıcı dilin öne geçmesine müsaade etmemeli. Dahası, Erdoğan'ın "Türkiye Yüzyılı" konuşmasının toplumun tüm kesimlerini kapsayan "Gelin 29 Ekim 2023'e kadar Türkiye Yüzyılı'nı konuşalım" çağrısı ile bitmesi muhalefetin eleştirilerini de içine alan yeni bir zemin oluşturuyor. AK Parti'nin öncülük ettiği gündem artık "hep birlikte Cumhuriyetin önündeki yüzyılı, yani geleceği konuşmak" üzerine. Bu gelecek için kimin hangi önerileri sunacağı ve bu tartışmanın nasıl yapılacağı 2023 seçimlerine giderken turnusol kâğıdı fonksiyonu üstlenecek.***
CHP'nin seçimlere "Cumhuriyetin ikinci yüzyılı" kavramlaştırmasıyla gitme yönelimi de hatırlandığında siyasetin ortak zemini "hepimizin Cumhuriyeti" üzerine olmalı. Cumhuriyetin ideallerini benimsemek siyasetin ortak değeri ise tartışması da Türkiye gemisini günümüz dünyasının tehlikeli sularında hangi kaptanın yüzdürebileceğidir. Hangi vizyon, hangi ilke, hangi kadro ve hangi politikalarla ülkemizin geleceğe taşınabileceğidir. Bu tartışma geriye doğru değil ileriye doğru bir tartışma olmak durumunda. Son yirmi yılda dindarlar, Kürtler ve Aleviler açısından yaşadığımız normalleşme geriye kalan sorunlarımızı gelecek perspektifiyle çözmeyi gerekli kılıyor. Bu yarışta geçmişe bakıp reaksiyoner dille konuşan kaybeder. Umudu, refahı, kalkınmayı, özgürlüğü, katılımı ve adaleti öne çıkaran kazanır.***
Cumhur İttifakı adayını, vizyonunu erkenden belirlemekle önemli bir fırsat ele geçirdi. Erdoğan'ın her hafta somut icraatlarla içini doldurduğu "Türkiye Yüzyılı" vizyonu iktidar lehine değişen siyasi havayı perçinleyecektir. Togg'dan Karadeniz gazına ve Akkuyu nükleer reaktörüne uzanan bu gündemin kapsayıcı dille sürdürülmesi halinde muhalefetin dağınıklığı, iç çekişmeleri ve geç kalmışlığı daha da belirginleşecek. Bu gidişatın 6'lı masanın çelişkilerini ve rekabetlerini yönetilmesi zor krizlere götürmesi ise kuvvetle muhtemel. İktidar pozitif gündeminde yeni hamlelere hazırlanırken muhalefetin aday hususuna ek olarak kendi "Cumhuriyetin geleceği" programını sunmakta da geç kalması daha çok konuşulacak.Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)