BURHANETTİN DURAN

Gözler neden Erdoğan’ın Astana seyahatindeydi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Asya'da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı ve Türkiye-Kazakistan Yüksek Düzeyli Stratejik İş birliği Toplantısı için geçtiğimiz iki gün Astana'daydı. Ankara ve Astana arasındaki ilişkileri daha ileriye taşıyacak 20 anlaşma imzalandı. Elbette dünya başkentlerinin bu ziyarete büyük ilgi göstermesinin sebebi Erdoğan- Putin görüşmesiydi. Bu ilgi bir ilk de değil. Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden bugüne Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hem diplomasi trafiği hem de Putin ile görüşmeleri yakın takipte. Zira savaş boyunca Zelenski ve Putin ile aynı anda konuşabilen tek lider olarak Erdoğan istisnai bir denge ve aktif tarafsızlık politikası izliyor. Bu savaşın sona ermesi amacıyla diplomasi kapısının açılması için çabalıyor. Suudi Arabistan ve BAE'nin Türkiye'nin politikasını takip ederek Batı ile Rusya arasında kanal oluşturmaya çalışması yeni ve olumlu bir gelişme. Ancak OPEC+'nın petrol üretimini azaltma kararının Biden yönetiminin hoşuna gitmediği de bir gerçek.

***

Erdoğan ve Putin'in 2015 sonrası yürüttüğü lider diplomasisi çok farklı bir tecrübe oluşturuyor. Ukrayna savaşı sırasında iki liderin sık görüşmesi ve elde edilen sonuçlar ise diplomasi literatüründe apayrı bir öneme sahip. Malum, Erdoğan ve Putin arasındaki önceki görüşmelerin (Tahran, Soçi ve Semerkant) her birinden yeni sonuçlar çıktı. Rus ve Ukrayna heyetlerinin Antalya ve İstanbul buluşmaları, tahıl koridoru anlaşması, Zaporijya Nükleer Tesisi'nin güvenlik tedbirlerinin alınabilmesi ve esir takası bu çabaların sonucu oldu.


Dahası, Putin çarşamba günü Avrupalı liderlere mesaj gönderdi. Kuzey Akım üzerinden kaybedilen gaz hacminin Karadeniz üzerinden yönlendirilebileceğini ve Türkiye'de büyük bir gaz merkezi oluşturabileceklerini söyledi. Putin, Astana'da bu fikri Erdoğan ile ikili görüşmesi öncesi basına "Türkiye'nin AB için en güvenli güzergâhı haline geldiği" şeklinde tekrarladı. Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2'deki sabotajlardan sonra gelen bu öneri, Türkiye'nin enerji üretimindeki iddiasının yanı sıra dağıtımında da güvenli merkez olma hedefi açısından anlamlı. Böylece Putin, Avrupalı liderlere Türkiye'nin jeopolitik önemini ve Erdoğan'ın diplomasi ustalığını yeniden hatırlatıyor. Ankara, bu öneriyi çevresindeki bölgelerdeki (Avrupa, Doğu Akdeniz, Karadeniz, Kafkaslar, Orta Asya ve Körfez), farklı menfaatleri bir araya getirerek entegre bir perspektifle değerlendirmeye alacaktır. Yine Kremlin'den "teklif edilirse Putin'in G-20 zirvesinde Biden ile görüşebileceği" yönünde mesaj gelmesi diplomasi seçeneğini ve Türkiye'nin arabuluculuğu konusunu yeniden gündem yaptı.

***

Kremlin, dört bölgenin ilhakı ile Ukrayna'dan istediğini büyük ölçüde aldığını düşünüyor. Bu yeni durumu Kiev'e kabul ettirebilmek için bir yanda ağır bombardıman yapıyor diğer yanda diplomasiye, görüşmelere açık olduğunu belirtiyor. Putin'in Biden ile görüşmek istemesi çok anlaşılabilir. Mevcut savaşın durması için varılması gereken iki uzlaşma var. İlki, Rusya ve Ukrayna arasındakini, ikincisi de Rusya ve Batı arasındaki daha büyük pazarlığı konu alıyor. Kremlin'in hem Ukrayna'yı hem de Batı'yı yeni şartlarda barışa zorlamak için kullandığı şey, nükleer silah kullanımı tehdidi. ABD ise yıpratma savaşının henüz bitmesini istemiyor. Kuşkusuz Zelenski sahada konvansiyonel anlamda başarı elde ettikçe Ukrayna'nın pes etmesi sözkonusu değil. Bu anlamda asıl güç mücadelesi Batı ve Rusya arasında gerçekleşiyor.

***

Avrupa'nın bu kışı nasıl geçireceği ve liderlerin bundan çıkaracağı dersler netleşmedikçe Batı, Putin'in istediği büyük pazarlığa yanaşmayacak.
Nitekim Biden, Kremlin'in Kasım'da Bali'de görüşme teklifini reddetti.
Putin ile görüşen tek NATO lideri olarak Erdoğan, sadece Ukrayna ve Rusya arasında değil aynı zamanda Batı ve Rusya arasında uzlaşma süreçlerine katkı verebilecek bir politika izliyor. Dahası, Suriye, Libya ve Karabağ sahalarında rekabet ve iş birliğini bir arada götürebilen Türkiye-Rusya ilişkileri Ukrayna savaşı ile yeni bir evreye girdi. Moskova, Doğu Akdeniz, Afrika ve Orta Asya bağlamında daha fazla Ankara ile çalışma ihtiyacı içerisinde. Rusya'nın KKTC'ye uçuş başlatma ihtimali bu bağlamda düşünülmeli. Washington ve Brüksel de Ankara ile ilişkileri toparlayacak yeni bir Türkiye politikası üretmek durumunda.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.