CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, adaylık profilini yükseltmek için elinden gelen yapmakta kararlı. Son hamlesi olan başörtüsüne yasal güvence getirme önerisi siyaset borsasını hareketlendirdi. Helalleşme söyleminin yeterli olmadığının farkında olan Kılıçdaroğlu, bazı eski AK Partililerin cesaretlendirmesiyle dindar- muhafazakâr kesim nezdindeki CHP'nın rövanşist olma kaygısını teskin etmek çabasında.
Ancak Kılıçdaroğlu'nun başörtüsü hamlesi Cumhur İttifakı'nın elini güçlendirdi. Yeni bir düzenleme ve söylem alanı genişlemesine yaradı. 6'lı masadaki GP, SP ve DEVA'yı da rahatlamış olabilir. Ancak CHP cenahındaki gizli-açık başörtüsü karşıtları çok rahatsız. AK Parti'nin eline oynayan bu hamleden inanmadıkları bir düzenleme ile ne kazanılabileceğini sorgulamaya başladılar zaten. Dini özgürlükler AK Parti'nin en iyi siyaset yapabileceği ve samimiyetinin sorgulanamayacağı bir alan.
Kılıçdaroğlu'nun bu alanda Erdoğan'a karşı söylem üstünlüğü kurabilmesi mümkün değil. Yine, 6'lı masadaki eski AK Partililerin bu tür düzenleme ile kendilerini rahatlatmış olmalarının sorunlu bir yanı var. AK Parti'nin hak ve özgürlük mücadelesi ile zaten normalleştiği bir alanda CHP gibi başörtüsü karşıtlığının uzun süre bayraktarlığını yapan bir partinin hamlesini övgüyle karşılamak gibi bir zafiyet durumuna düştüler. Dindar-muhafazakâr kesimlerin Türkiye'yi dönüştürme ve dünyada bir üst lige çıkarma iddiasının karşısına CHP'nin güvencesi ile çıkma hayli savunmacı ve ikincil bir yaklaşım. Erdoğan'ın önerdiği anayasa değişikliğine CHP'nin ya da kendilerinin destek vermemeleri durumunda yine muhafazakâr seçmen nezdinde eleştiri odağı olacaklar.
***
2023 seçimlerinin çok hararetli ve renkli geçeceği belliydi. Kapsayıcı hamleler ile kutuplaşmayı karşı tarafın üzerine yıkan söylemlerin bir arada olması bekleniyordu. Kimlik taleplerinin kampanyaların başat konularından olması ise kaçınılmazdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın cem evi ziyareti ilk adım oldu. Şimdi Kılıçdaroğlu oy alabilmek için partisinin ve kendisinin yakın geçmişine ters dursa bile yeni taktikler uygulamaya çok istekli. Ancak Kılıçdaroğlu'nun teklifinin kimlik taleplerini karşılamada sessiz devrim gerçekleştirmiş AK Parti tarafından el yükseltme ile cevaplanacağını öngörmemesi pek mümkün görünmüyor. Bu da CHP tabanını zorlayacak yeni adımlar da atabileceğini düşündürüyor. Nitekim Erdoğan, kolayca samimiyet testi topunu karşı tarafa atıverdi. Hatta Alevilerin talepleri konusunda bir açılım olabileceğinin işaretini gösterdi. Kampanya döneminde partiler arasında özgürlüklerin alanını tahkim eden bu tür bir yarışmanın oluşmasını olumlu görüyorum.
Kürt meselesinin de bu yeni havada gündem olması beklenebilir. Böylece kimlik siyaseti meselesi farklı bir evreye girer. Adayların açılımı öne çıkararak karşı tarafı dürüst/samimi olmamakla suçlaması seçmenin lehine bir durum. Bundan hangi parti ne kazanır bir yana, ancak demokrasimiz çok şey kazanabilir.
***
Kuşkusuz Kılıçdaroğlu'nun çıkışı en çok CHP çevrelerinde muhafazakarlara açılım çabalarından rahatsızlık duyanları köşeye sıkıştırdı. Hadi bu çevreler Kılıçdaroğlu'nun önerisini zorlukla içlerine sindirdiler diyelim... Erdoğan'ın yükselttiği el bu çevrelerdeki
"seküler öfke" tarafından kabul edilemez görülüyor: Bu arada İYİ Parti'nin sessizliği ise izlenmesi gereken bir nokta... Kılıçdaroğlu'nun bütün tuşlara basması İYİ Parti'yi de yormuşa benziyor. Alevi ve Kürt kimliğine dair yeni önerilerle siyasetin gündemi yeniden kimlik konularına dönüyor. Ancak bu defa çok farklı bir kimlik tartışması şekilleniyor. Bir yanda açılımcı, kapsayıcı öneriler, diğer yanda pozitif görünümlü ötekileştirme söylemleri... 2023 seçimlerinin gündemi yeni sürprizlere açık...
"Türkiye yüzyılına" girerken kampanyalarda ele alınmadık hiçbir konu kalmayacak gibi.