‘Bu ülke’ için her daim 15 Temmuz bilinci
Rahmetli Cemil Meriç'in kitabının başlığı benim için çok şey ifade eder.
"Bu ülke" tabiri farklı ideolojik, dini ve etnik aidiyetlerin hepsinin üstünde bir siyasal bilince işaret eder. Bütün çabaların, kavgaların merkezine Türkiye'yi, ülkemizin menfaatini almayı gösterir. Vatanı tehlikede olanın başka bir şeyi olmayacağını anlatır.
"Bu ülke", bayrağın egemenlik hissinin, millet iradesinin, devletin koruyuculuğunun ve dini maslahatın tecelli ettiği yerdir.
Mazlumların sığınağı olarak "Türkiye" hepimizi kucaklayan vatanın ve idealin adıdır. Her şeyin en iyisini ve güzelini kendisi için istediğimiz yurdumuzdur. Uğruna terimizi ve kanımızı döktüğümüz gibi geleceğimizi kendisiyle tahayyül ettiğimiz vatanımızdır.
***
İşte bu duyguları en yoğun yaşadığım an 15 Temmuz gecesidir. O gece Boğaziçi Köprüsü'nde "Gitmeyin, insanları öldürüyorlar" uyarısına rağmen darbecilerin tanklarının üstüne yürüyen insanlarımızın kahramanlığına şahit oldum.
15 Temmuz gecesi iradesine, vatanına ve demokrasisine sahip çıkan yüz binlerin arasında iken sıklıkla "Bu ülke buna layık değil" dediğimi hatırlıyorum. Hayatımın en mutlu anı da 16 Temmuz sabahı bu milletin evlatlarının darbecileri teslim alarak tankların üstüne çıktığı saatlerdir. Merhum Sezai Karakoç'un deyişiyle milletimin ruhunun dirilişini gördüğüm o uzun gece ve sabahıdır.
Türkiye'de darbelerin hep başarılı olduğu ezberini yıkan ve FETÖ'cü işgali durduran kadınlı erkekli direnişçilerin destansı mücadelesine tanık olduğum o güneşli sabahtır. 16 Temmuz sabahı Boğaz'ı, İstanbul'u, bütün şehirleri ile Türkiye'yi selamlayan güneş, bu ülke insanlarının vatan aşkının üzerine doğdu. Türkiye'yi bir kez daha vatanımız kılan 251 şehidimizin ruhu şad olsun.
***
Bugün, 6. yıldönümünde 15 Temmuz direnişini yeniden anıyoruz.
Darbeye, işgale, iç savaşa ve kaosa "hayır" diyen o geceki "siyasi bilinci" diri tutmak vatandaşlık görevimizdir.
Yeni nesillere o destanı anlatmak bu ülkeye ve bu millete olan borcumuzun ödenmesidir. Demokrasimize, vatanımıza ve devletimize sahip çıktığımız 15 Temmuz direnişinin yıldönümünü birtakım iddialarla gölgelemeye çalışanları görmek can sıkıcı.
Muhalefet cenahından FETÖ elebaşı "Gülen'in iadesi için çaba sarf edilmedi" diyen bile çıktı. 15 Temmuz gecesi milletimizi meydanlara çağıran ve güçlü liderliğiyle darbeyi engelleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan idi.
FETÖ'nün uluslararası bağlantılarını ortadan kaldırmak için gittiği her ülkede diplomatik görüşmelerinde bu konuya ağırlık verdi. Yine ABD başkanları ile yapılan görüşmelerin olmazsa olmazı FETÖ konusudur.
Son altı yılda çok şey yapıldı.
Darbecileri ve FETÖ'yü yargılayarak bir ilki gerçekleştirdik.
Sivil-asker ilişkilerini demokratikleştirdik.
Yabancı istihbarat örgütlerinin aparatı haline gelen FETÖ ile yoğun bir mücadele sergiledik. Bu örgütün gizli unsurları ve dışarıdaki varlığı sürdükçe bu mücadele bitmeyecek. Cumhurbaşkanlığı sistemine geçtik.
Yeni bir güvenlik-dış politika dinamizmiyle Suriye, Libya, Doğu Akdeniz ve Karabağ'da inisiyatif ürettik. 15 Temmuz sonrasında Türkiye savunmadan enerjiye ve diplomasiye kadar yeni hamlelerle uluslararası konumunu yükseltti. Ukrayna tahıl koridorunun İstanbul'da müzakere edilmesi bir tesadüf değil. Rusya ve Ukrayna arasında bir ateşkes ya da barış olacak ise bunda Türkiye'nin önemli katkıları bulunacak.
***
2023 seçimleri yaklaşırken her şeyi tartışacağımız yoğun bir rekabet bizi bekliyor
Ancak 15 Temmuz direnişinin getirdiği yeni siyaset ve millet bilinci üzerinde titizlenmeliyiz. Bu demokrasimizin ve ülkemizin selametinin garantisidir.
Ne yazık ki, CHP Genel Başkanı'nın darbe girişiminin bastırılmasından kısa süre sonra seslendirmeye başladığı "kontrollü darbe" veya "sivil darbe" iddiaları 15 Temmuz direnişinin getirdiği ortak hissiyata zarar vermiştir.
FETÖ militanlarının geri dönebileceği bir siyasi ortamı hazırlamak ise bu ülkeye ihanet olur. İktidar ve muhalefet demokratik kurallar içinde her türlü rekabeti yapabilir ancak bu rekabet asla bu ülkenin milli iradesine iç ve dış vesayet gölgesi düşürebilecek bir tarzda olmamalı. Bu ülkenin yarınları için 15 Temmuz bilinci diri tutulmalı.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)