Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir'de AK Parti İl Danışma Kurulu'ndaki konuşmasında CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na yönelik "Aday mısın?" meydan okumasını yeni bir aşamaya taşıdı
Erdoğan'ın "Seçim Haziran 2023'te olacak" ve "Cumhur İttifakı'nın adayı Tayyip Erdoğan'dır" açıklamaları Kılıçdaroğlu ve muhalefetin bir süredir kullandığı "erken seçim ve adaylık" argümanlarını ellerinden alıyor. Ayrıca bu meydan okumanın Kılıçdaroğlu'nun milletvekili olduğu İzmir'den yapılması da anlamlı.
Elbette Erdoğan'ın 2023 seçimleri için kendi adaylığını ilan etmesi bundan sonra Kılıçdaroğlu ve 6'lı masayı "Aday mısın?" ya da "Adayınız nerede?" baskısı altına alacağını gösteriyor.
Muhalefetin muhtemel adayının kim olacağına dair son bir-iki yılda yürütülen tartışma seçimi değil ancak seçim dönemi polemiklerini erkenden getirmişti. Daha çok CHP'li aday adayları arasındaki rekabet gündemdeydi.
***
Son haftalarda İmamoğlu ve Yavaş'ın isimleri geri plana düşerken helalleşme ve hesaplaşma söylemi arasında git gel yaşayan Kılıçdaroğlu'nun aday olma ihtimali sürekli bir yükselişteydi.
Hatta muhalefetin yorumcuları Kılıçdaroğlu ile ilgili kendilerinin başlattığı "seçilebilir olma" ve "Alevi kimliği" konuları ile meşguldü. En son İP Ankara Milletvekili Oral, Kılıçdaroğlu'nun "Alevi kimliğinin Sünniler için endişe ve oy verilmemesi gereken bir problem" olduğunu açıklamıştı. Bunun üzerine Akşener, "Alevilik üzerinden yapılan her türlü tarifi kim için olursa olsun şiddetle reddediyorum" diyerek Kılıçdaroğlu'ndan özür diledi.
İşte Erdoğan'ın önce "Aday mısın?", şimdi de "Ben adayım sen aday mısın?" çıkışı ile artık seçim döneminin fiilen başladığını söyleyebiliriz.
Şimdi parti siyasetinin söylemleri "Cumhur İttifakı'nın adayı belli, 6'lı masa ya da CHP'nin adayı belirsiz" argümanı etrafında yürüyecek.
Kılıçdaroğlu'nun aday olma cesaretini gösterip gösteremeyeceği çok yönlü olarak değerlendirilecek.
Yani bundan sonra Kılıçdaroğlu ve 6'lı masanın adaylık konusunda söylediklerinin ve söylemediklerinin daha çok gündem olacağı kesin. "Adayınızı açıklayın" baskısını muhalefet eskisine göre daha zor karşılayabilir.
"İlkeleri ve politikaları belirleyeceğiz, adayı seçime yakın belirleyeceğiz" argümanı giderek etkisini yitirecek.
***
Muhalefet arasında Kılıçdaroğlu'nun kimliğinin adaylığı bağlamında konuşulduğu biliniyordu. Bazı çevrelerin başka isimler lehine Kılıçdaroğlu'nun Alevi kimliğini seçimlerde bir zafiyet olarak sunduğu konuşuluyordu.
Hatta bu mesele üstü örtülü şekilde Kılıçdaroğlu'na aday olma baskısına çevriliyordu. Bunun üzerine kimliğini kendisinin konuşmasının daha isabetli olacağını düşünmüş olmalı ki, Kılıçdaroğlu "Kimliğim neden siyasete konu oluyor" diyerek tartışmaya girdi. İYİ Partililerin de dahil olduğu bu kimlik tartışmasına dair Erdoğan'ın söyledikleri çarpıcıydı: "Şayet kökeninden, meşrebinden, kimliğinden dolayı birileri sana aba altından sopa gösteriyorsa, onun da çaresi var. AK Parti Türkiye'si tüm bu sorunları aşmış, her türlü ayrımcılığa son vermiş, herkesin eşit vatandaşlığını garanti altına almış bir ülkedir... Bu ülkede kimsenin ötekileştirilmesine izin vermeyiz. Her mazlumun, her mağdurun yanında olduğumuz gibi senin de yanında dimdik dururuz Bay Kemal."
Erdoğan'ın bu açıklamasının Akşener'in kendi milletvekilinin Kılıçdaroğlu'nun Alevi kimliği hakkında söylediklerinden dolayı özür dilediği günde gelmesi manidardı.
Ancak daha önemlisi, Erdoğan'ın muhalefet çevrelerinde Kılıçdaroğlu'nu kimliğinden dolayı ötekileştiren dile karşı çıkmasıydı
"Ayrımcılığa karşı senin yanında dimdik dururuz" demesiydi
Artık başladığını düşündüğüm 2023 seçim kampanya döneminin söylemler düzeyinde sert geçeceği anlaşılıyor.
Ancak bu rekabetin dini, etnik ve mezhebi kimliklerin ötekileştirilmesi şekline dönmemesi için partilerin, siyasetçilerin ve kamuoyu önderlerinin özel bir gayret göstermesi gerekiyor.