Rusya-Ukrayna Savaşı'nın ikinci evresi hız kesmeden devam ediyor.
Mariupol'ün tümüyle düşmesi an meselesi.
Şimdiye kadar abluka altındaki Ukrayna askerlerini tahliyeye yanaşmayan Rusya, muhtemelen Mariupol'deki yabancı askerleri tüm dünyaya sergilemek istiyor.
Kremlin, Donbas- Kırım hattını birleştiren harekâtına devam ederken işaretler Odessa'nın da bu hatta dahil edileceği ve hatta Moldova'ya (Transdinyester'e) ulaşılacağını gösteriyor.
Eğer Rus güçleri bunu başarabilirse Ukrayna'nın Karadeniz ile sınırlarını koparacağı gibi Moldova'daki Rus azınlığı
"koruma" hedefine de ulaşacak.
Bu Karadeniz jeopolitiğinin köklü bir değişime uğraması demek.
Putin, her hafta yenisi açıklanan ekonomik yaptırımları önemsemiyor, bazılarına karşılık veriyor bazılarını da aşmanın yolunu arıyor.
Çin ve Hindistan dahil dünyanın birçok ülkesinin Batı yaptırımlarına katılmadığı bir ortamda enerji ihracatı ile mevcut zararları telafi edebileceğini düşünüyor.
***
ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Kiev'i ziyaret ederek Rusya'nın "
başarısız olduğunu" ilan etse de Putin'in pes etmesini kimse beklemiyor.
Kiev'i ele geçiremediği için Zelenski yönetimini deviremeyen Putin, operasyonun ikinci evresine odaklandı.
Rus kamuoyunun Kiev ablukasının kaldırılmasını sorun ettiği söylenemez.
Ukrayna'nın doğu ve güneyindeki bölgelerin Rusya'nın kontrolünde olmasını pekâlâ
"başarı" olarak sunabilecektir.
Öte yandan Kiev'in düşmemesi Ukrayna'nın savaşma kapasitesini gösterdi.
Başta ABD ve İngiltere olmak üzere Batı ülkeleri Kiev'e istediği saldırı silahlarını verecektir.
Bu da Donbas-Kırım- Odessa hattındaki savaşı uzun bir cephe savaşına çevirecektir.
Moskova'nın planladığı hattı ele geçirene kadar durmayacağı öngörülebilir.
***
Savaşın ikinci evresi için akla gelen kritik sorular şunlar:
Ölçeği daraltılmış uzun bir savaş en çok kime zarar verir?
Buna kimler hazırdır ve savaşın uzamasından kimler istifade eder?
Böylesi bir savaş Rusya'yı büyük güç statüsünden düşürecek bir sürece evrilir mi?
Kuşkusuz en büyük zararı Ukrayna gördü ve savaşın uzamasıyla daha fazlasını yaşayacak. Ancak savaş bu aşamaya geldikten sonra Ukrayna da pes etmeyecek.
Ağır silahlarla Rus kontrolündeki şehirleri geri alma savaşı verecek.
Uzayan savaş Avrupa'yı da olumsuz etkileyecek.
Rusya'yı artık karşısında bulan Avrupa'nın güçler rekabetinde eli zayıfladı.
Alman ekonomisinin Rus enerjisine bağımlılığının etkilerini yönetmek Şansölye Scholz'u zorluyor.
Daha 100 milyar euroluk ek savunma bütçesinin nasıl kullanılacağı bile tem netleşmedi.
Yeşiller yenilenebilir enerjinin de bu bütçede yer almasını istiyor.
***
Geçtiğimiz pazar yeniden seçilen Macron'un Avrupa'daki dağınıklığı toparlama hamlesine girişmesi ve Putin ile diplomasinin yollarını araması şaşırtıcı olmaz.
Rusya-Ukrayna Savaşı'nın dar ölçekli hali ile uzaması Avrupa'nın aleyhine.
ABD ve İngiltere için aynısı söylenemez.
Bir yandan Rusya yıpratıcı bir savaş içinde tutulurken diğer yandan NATO ittifakı pekiştiriliyor.
Finlandiya ve İsveç'in örgüte dahil olacağı tarihlerin yakın olduğu anlaşılıyor.
Orta ve uzun vadede Avrupa'nın ekonomik-siyasi olarak iyice yıpranmaması için bu savaşın bitirilmesi gerekiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İstanbul sürecinde ve Putin ile Zelenski'yi bir araya getirmede ısrar etmesi Avrupa başkentlerinin de lehine.
Savaşın hangi evrede olduğuna ve yoğunluğuna bakmaksızın diplomasi devam etmeli.
Askeri anlamda birçok zaafı ortaya çıksa da henüz Rusya'nın kontrolündeki doğu ve güney Ukrayna topraklarından çıkarılabileceğine dair emareler yok.
Savaşın aynı zamanda bir propaganda ve motivasyon meselesi olduğunu biliyoruz.
Bu yüzden Blinken'ın Kiev'de söyledikleri anlaşılabilir ancak Rusları
"başarısız" ilan etmek için henüz erken.