Rus güçlerinin Kiev çevresinden çekilmesi ile savaşın seyri değişiyor.
Bir yandan Buça'dan yansıyan görüntüler dünya kamuoyunda Rus karşıtı algıyı güçlendiriyor.
Rus lider Putin'i savaş suçlusu gören kampanyanın hızlanması şaşırtıcı olmaz.
Diğer yandan ise 24 Şubat'ta Rus işgali başladığında konuşulan senaryolardan bazılarının gerçekleşmeyeceği artık netleşti.
Kiev'in düşürülerek Zelenski yönetiminin değiştirilmesi ve Dinyeper Nehri'nin doğusunun kontrolünü ele geçirerek Ukrayna'yı ikiye bölme ihtimalleri gündemden düştü.
Şimdi zihinlerdeki soru ilk etabın tamamlandığı argümanıyla yeniden konumlanan Rus güçlerinin doğu ve güneydeki hedefinin tam olarak ne olduğu.
Kırım ile Donbas'ı birleştirecek bir işgal mi yoksa Odessa'yı da içerecek şekilde Ukrayna'nın Karadeniz ile kıyısını ortadan kaldıracak daha geniş bir işgal mi?
Batı ittifakının ağır ekonomik yaptırımları, verilen güçlü askeri yardım, Rus ordusunun operasyonlarındaki zafiyetler ve Ukrayna ordusu ile halkının ortaya koyduğu direnç bu savaşın seyrini değiştiren önemli faktörler.
Bununla birlikte Putin, yeni bir strateji ile savaşın ölçeğini daralttı.
Askerî açıdan bu revizyona mecbur kaldı.
Bu kararı almasaydı, Ukrayna macerası Rusya için Afganistan faciasından daha kötü bir yere gidiyordu.
Bakalım, Putin'in savaşta ölçek daraltması dünya kamuoyunun Ukrayna'ya odaklanmasını dağıtabilecek mi.
***
"İlk etabı tamamladık" diyerek Kremlin'in Kiev çevresinden çekilme kararı Washington'da
"stratejik yenilgi" olarak karşılandı.
Putin'in Ukrayna işgali ile ciddi bir stratejik hata yaptığı kanaati devam etse de henüz
"stratejik yenilgi" tanımlaması isabetli görülmüyor.
Zira Rusya, hâlâ Ukrayna'nın doğusunda ve güneyinde Donbas'tan Kırım'a ve hatta Odessa'ya bir hat oluşturmaktan vazgeçmiş değil. Bu bölgelerde savaşın daha ağır geçeceğini Ukrayna Dışişleri Bakanı Kuleba,
"güneyde ve Donbas'ta asıl savaşın başlamak üzere olduğu" açıklamasıyla dillendirdi.
Bu açıklama Ukrayna'nın artan özgüvenini gösteriyor. Batı ülkeleri Kiev'e askeri yardımlarını daha da artıracaktır. Ancak Putin'in Donbas'ı alarak Kırım ile birleştirme amacından vazgeçmesi de pek mümkün görünmüyor. O halde müzakereler devam etse bile Donbas çevresinde çok sert çatışmalar beklenmeli.
***
Elbette Kremlin, kontrolünde tuttuğu bölgeleri rahatlıkla kendi iç kamuoyuna
"zafer" olarak satabilir.
Peki ölçeği daraltarak üzerindeki baskıyı rahatlatabilir mi?
Batı ittifakının
"izolasyonunu" hafifletebilir mi? Doğalgazı Avrupa ülkelerine ruble ile satma kararını kabul ettirebilir mi?
ABD ve AB dışındaki dünyanın büyük kısmının yaptırımlara katılmadığı hatırlanırsa ölçek daraltmanın Moskova tarafından kullanılabileceği açık.
Ancak Rusya'nın askeri gücünün artık dünya kamuoyunda farklı bir noktaya geldiği de malum. Rus ordusunun savaştaki performansı hem insan hakları hem de etkinlik açısından sınıfta kaldı.
"Büyük askeri gücü" ile en azından konvansiyonel yollarla ülkelere boyun eğdiremeyeceği tüm Rus nüfuz alanındaki ülkeler tarafından not edildi.
Peki savaşın ölçeğinin daralması müzakerelerden sonuç alınmasını getirir mi? Putin, bir toprak kazanımı sağlamadan Ukrayna'dan çekilebilir mi? Zelenski, Kırım'dan sonra Donbas'ı (ve başka bölgeleri) bırakabilir mi?
Anlaşılan bu sorular eşliğinde cephe ve masa yeni gelişmelere gebe.