Rusya ile Ukrayna heyetleri arasındaki müzakereler bugün İstanbul'da yeniden başlıyor. Bu yeni gelişme, Türkiye'nin Antalya Diplomasi Forumu'nda iki tarafın dışişleri bakanlarını bir araya getirdiği arabuluculuk inisiyatifinin yeni bir aşaması. Aynı zamanda Cumhurbaşkanı
Erdoğan'ın Rus lider
Putin'e ateşkes ve barış yönündeki telkinlerinin somut bir göstergesi. Ankara'nın izlediği politika takdir toplarken Kiev'den sonra Moskova'nın da müzakereler için İstanbul'u seçmesi
diplomatik hamlelerimizin sonuç verdiğini gösteriyor. Önümüzdeki haftalarda dünya başkentleri, İstanbul'daki müzakerelerin seyrine dikkat kesilecek.
***
Zihinlerdeki zor sorular şunlar: Belarus'ta sonuç vermeyen müzakerelerden sonra İstanbul görüşmelerinden ateşkes ve barış çıkar mı?
"Özel askeri operasyonda ilk etabı tamamladığını" ilan eden Moskova, yine zamana oynayarak süreci oyalamaya çevirir mi? Yoksa Putin, Erdoğan'ın dile getirdiği
"onurlu çıkışa" yönelerek savaşı bitirme kararını alır mı? Bunu şimdiden kestirmek zor. Elimizde olan Zelenski'nin tarafsızlık, NATO'dan vazgeçme ve nükleer silah çalışmalarını sonlandırma şartlarını kabul ettiği, Kremlin'in de Ukrayna'da yönetim değişikliği arayışının olmadığı. Zor konular,
Kırım ve Donbas'ın durumu. Zelenski, Ukrayna'nın toprak bütünlüğünden vazgeçemez. Putin, Kırım'ı geri veremez. Müzakerenin yoğunlaşacağı alan Donbas'ın statüsü.
***
İlk bir ayda sahada yaşananlar gösterdi ki, savaşın uzaması Rusya'nın da aleyhine. Evet, Ukrayna şehirleri yıkılıyor, mülteci ve sivil kayıplar dramı büyüyor. Ancak Ukraynalılar savaştıkça ABD ve AB, milyarlarca dolar askeri silah yardımı yapmaya devam ediyor, edecek. Zaman geçtikçe ABD, AB ve NATO, Rusya tehdidi karşısında konsolide oluyor. Ve Rusya izole ediliyor. Başkan
Biden'ın, Putin ile Rus halkını ayrıştıran söylemi ve
"Bu adam gitmeli" minvalindeki düzeltilen sözleri ABD'nin uzun vadeli bir Rusya'yı zayıflatma politikasını uygulamaya koyduğunu gösteriyor. Bu zayıflatma politikasının sınırı Çin'in elinin daha fazla güçlenmesini istemeyeceği yere kadar ulaşır. Zira Orta Asya'dan Ortadoğu'ya ve Afrika'ya kadar Rusya'nın zayıfladığı her yerde Çin'in etkisi artar.
***
Putin, ABD ve AB dışındaki ülkelerin ekonomik yaptırımlara pek yanaşmadığını görerek zamana oynayabilir. Nitekim Çin, Hindistan ve diğer büyük ülkelerin birçoğu ya yaptırımlara sıcak bakmıyor ya da göstermelik uyguluyor. Hatta Katar ve Kuveyt haricinde ABD müttefiki Ortadoğu ülkeleri, Rusya'ya daha yakın bir politika izliyor. Belki Biden yönetiminden duydukları rahatsızlığı gösteriyorlar, belki Rusya'nın bölgede daha kalıcı bir küresel güç olduğunu hesaplıyorlar. Bütün bunlara rağmen Putin'in savaşı uzatması büyük bir hata olur. Şurası net, haftalar geçtikçe Ukrayna'daki savaş
"Avrupa'nın Afganistan'ına" dönüşüyor. Rusya'yı çok yönlü şekilde tüketecek bir sürece evriliyor. Savaşın uzamasını ve Batı'nın tepkisini iyi hesap edemeyen Putin, bakalım hangi aşamada durmayı seçecek?
***
İstanbul müzakerelerinin ateşkes ve barışa giden bir sonuç üretmesi en büyük arzumuz. En zor kararı verecek liderler, kuşkusuz Putin ve Zelenski. Ancak belirleyici olan Putin ve ekibinin tercihi. Moskova'nın ikinci etabı ne olacak? Yeni askeri hamlelerle (ağır bombardıman ve abluka altındaki şehirlerde tank operasyonları) işgali derinleştirmek mi? Yoksa Donbas üzerine yoğunlaşarak müzakere masasında sonuç almak mı? Erdoğan'ın verdiği tavsiyeler, onurlu çıkışa ulaştırabilir.
***
Rusya-Ukrayna Savaşı'nın, sonucu ne olursa olsun, ortaya koyduğu iki gerçek var. İlki,
Avrupa, Rus tehdidini artık unutmaz ve yeni bir güvenlik mimarisi oluşturmaktan geri duramaz. İkincisi, Putin yönetimindeki Rusya, Batı merkezli küresel ekonomik sistemden izole edilme pratiğini bir kenara bırakmaz. Bu sistemi değiştirmek için, milli paraların kullanılması dahil, birtakım
radikal politikaların peşine düşer.