Erdoğan’ın yoğun Afrika mesaisi
İkinci durak Erdoğan'ın önceki Afrika seyahatlerinde de sık uğradığı (5. kez) Dakar'dı. Pazartesi, Erdoğan önce Senegal İş Forumu'na katıldı, sonra iki ülke arasında 6 anlaşma imzalandı. Bugün Türkiye'nin Dakar Büyükelçiliği yeni Kançılarya binasının ve Türk işadamlarının inşa ettiği Senegal olimpik stadyumunun açılışı var. Yarın Erdoğan, seyahatin üçüncü durağı olan Gine Bissau'ya giden ilk Türk devlet başkanı olacak. Bu ziyaret yakın zamanda darbe teşebbüsüne uğrayan Cumhurbaşkanı Embalo'ya demokratik bir destek mahiyetinde. Üç ülkeye yapılan seyahat Erdoğan'ın tabiriyle "3. Türkiye- Afrika Zirvesi'nde alınan kararların sahada takibi" amacına matuftu. Erdoğan'ın yoğun Afrika mesaisi Türk işadamlarının Afrika'daki yatırımlarını (1700 proje ile) 78 milyar dolara ulaştırdı.
YENİ AFRİKA VİZYONU GERÇEKLEŞİYOR
Kuşkusuz Erdoğan, Türk dış politikasında birçok kritik dönüşüme imza atan bir lider. 19 yıllık iktidarında Türkiye'nin otonomisi ve milli çıkarları için gerektiğinde gerilimleri göze aldı, gerektiğinde yeni açılımlarla kazanımları pekiştirdi. Son dönemde BAE, İsrail, Ermenistan, Suudi Arabistan ve Mısır ile normalleşme arayışı politikası medyada öne çıkıyor. Halbuki Erdoğan'ın Afrika ülkelerine yönelik mesaisi ve gerçekleştirdiği vizyonu bir devrim niteliğinde. Afrika'da en çok ülkeyi ziyaret eden lider olarak Erdoğan, kıtada "kazankazan ilkesi" ile öne çıkarıyor.
Erdoğan, uluslararası sisteme getirdiği eleştirilerle halkların beğenisini kazanırken Avrupa'nın kıtadaki sömürgeci mirasına da meydan okuyor. "İhya ve inşa" amacıyla adil bir ilişki kurmanın örnekliğini temsil ediyor. Bu ilişki ticaret ve altyapı yatırımlarından savunma sanayisi ve askeri işbirliğine kadar çok katmanlı bir düzlemde yürüyor. Elbette Çin'in Afrika'daki büyük yatırımları, Rusya'nın Wagner türü yapılarla kazandığı nüfuz, Fransa ve diğer Avrupa ülkelerinin sömürgeci dönemden gelen kapasiteleri biliniyor. Bu sıkı rekabette söylemi ve iş tutma tarzıyla Türkiye kendine farklı bir alan açıyor.
Ankara'nın kıtada gösterdiği yoğun mesai Avrupa başkentlerini rekabetten ziyade işbirliğine yönlendirebilir. Türkiye'nin Afrika derinliği giderek ticaret hacmini geliştirmekten öteye geçiyor ve büyük güçlerle ilişkilerini etkileyecek stratejik bir alana dönüşüyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)