Bazı küçük partiler Millet İttifakı'na katılmak için "geçiş süreciniplanlayalım" türü siyaset oyunlarıyla meşgulken CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, muhalefetin ortak cumhurbaşkanı adayı olma kampanyasına devam ediyor. Kılıçdaroğlu, önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden adaylığını tartışmadıklarını söyledi, sonra pozisyonunu değiştirdi. Sadece erken seçim kararıyla Erdoğan'ın tekrar aday olabileceğini iddia etti. Bu iddiasına, "Erdoğan karşıma çıksın, onusandıkta göndereyim" ibaresini de ekledi. Hemen peşinden zamlar geri alınana kadar elektrik faturasını ödemeyeceğini açıkladı. Bazı yandaş yorumcuların, Kılıçdaroğlu'nun bu hamlesine güzelleme yapması şaşırtmadı: "Gandi benzeri bir sivil itaatsizlik duruşu."
Dar gelirlileri korumak için bir düzenlemenin yapılacağı açıklanmışken Kılıçdaroğlu'nun "fatura ödememe" kampanyası başlatması, kendisinin o hep bahsettiği "devleti bilme" iddiasıyla hiç uyumlu değil. Tüm dünyada yükselişte olan ve Türkiye'de önemli ölçüde sübvanse edilen enerji üzerinden Kılıçdaroğlu'nun "fayhattı" oluşturmaya çalışması HDP tipi eylemleri hatırlatıyor.
Bu boykot, kamu iradesine zarar verecek bir siyasetin örneği. Zamları protesto için sokağa çıkan HDP'den kopya radikal bir provokasyon siyaseti. CHP'nin uzun süre devlet yönetiminden uzak kalmasının verdiği sorumsuz yaklaşım ile HDP marjinalliğinin birleşmesi hiç hayra alamet değil. 2023 seçimlerine giderken CHP öncülüğündeki muhalefetin, hayat pahalılığıüzerinden fay hattı oluşturma çabasınagirmesinin Türk demokrasisineciddi olumsuz etkileri olabilir. Bazılarımız CHP'nin Kemalist Türk milliyetçiliği ile HDP'nin Pan Kürdist çizgisinin nasıl yakınlaştığına şaşırabilir. İlk akla gelen ortaklık, Kaftancıoğlu tipi "sol siyasetinradikalliği".
Ancak CHP ve HDP yakınlaşması bununla sınırlı değil.
CHP VE HDP'Yİ BİRLEŞTİRENSEKÜLER ÖFKE
CHP'nin pozitivist Kemalistleri ile HDP'nin Pan Kürdistlerini birleştiren diğer husus, jakobenlikleri ve seküleröfkeleri. Buna son örnek CHP Grup Başkanvekili'nin "Ortaçağ zihniyeti" söylemi ile HDP milletvekilinin "500 yıllıkOsmanlı ve 1500 yıllık İslam gericiliği" söyleminin aynılığıdır. Zihinlerde aynı başat ilerici-gerici ayrımı, hatta çatışması bulunuyor. Kılıçdaroğlu'nun "helalleşme" söylemi çok cılız. Malum, Kemalistler Anadolu insanını "uygarlaştırılması"gereken "cahil ve geri kalmış" topluluk olarak gördüler. Bu jakoben gen CHP'de hâlâ dönüşmedi. HDP çizgisi de Kürtleri "özgürleştirmek" adına sol-seküler-jakoben bir siyaset izliyor. Terörle arasına mesafe koymaması da cabası.
KILIÇDAROĞLU'NA AKIL VERENLER
Kılıçdaroğlu, birkaç boyutlu, dikkatli ve seçilmiş unsurlardan oluşan bir siyaset yürütüyor. Kendisine akıl veren üç çizgiyi, zikzaklarla da olsa söylem ve eyleminde birleştiriyor. 1- AK Parti'den ayrılanlardan alınma söylem (helalleşme ve kapsayıcılık iddiası). 2- HDP ve aşırı soldan mülhem eylemler (boykot, sokak imaları ve yalana dayalı propaganda). 3- CHP elitlerinin bir türlü dizginleyemediği jakoben, hesap sorma duyguları (bürokratlara tehditler ve hesap sorma söylemi gibi).
Kılıçdaroğlu'nun bu tutarsız ve eklektik siyasetinin cumhurbaşkanı adayı olmaya yetebileceği ancak kazanmak için seçmeni ikna edemeyeceği görüşündeyim.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.