Muhalefetin “büyük koalisyon” arayışı
İKİ İTTİFAK TÜRÜ DE ZORLU
Muhalefet partilerinin sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtlığı ile iktidara alternatif olamayacağını gören bir aklın teşviki ile Millet İttifakı zorlu bir süreci test ediyor. Hem seçimi hem de sonrasını planlayan/ yöneten bir ortak irade oluşturmak mı? Yoksa partilerin farklılık ve ihtilaflarına imkân tanıyan esnek bir birlikteliğin seçilmiş konulardaki ittifakı mı? İki seçeneğin de avantajlarının yanı sıra hayli zorlayıcı yönleri var. İlk tercih, GP ve DEVA'nın CHP önderliğindeki bloğa katılmasını meşrulaştırmak için kullanılabilir. Yine küçük partilerin temsilde ve karar almada oylarına kıyasla daha avantajlı duruma gelmesine imkân sağlar. Ancak kazanacak milletvekili sandalyelerinin dağılımı ve ortak adayın kim olacağı sadece kâğıt üzerindeki konular değil. Partiler içinde bile ciddi bir yarışma ve ayrışma sebebi. Daha şimdiden CHP içindeki cumhurbaşkanı adaylığı rekabeti ortalığa saçılmışken 6 partiyi (artı 1, HDP'yi de eklemeli) muhayyel bir seçim zaferi sonrasının iktidarını paylaşmaya ikna edebilmek çok büyük bir iddia. Bu iddia her sorunun müzakere edilerek çözüleceğine inanan liberal aklın bir tezahürü, iktidarın bilinen doğasına da aykırı. Parti genel başkanları bilmem kaçıncı kez yuvarlak masada oturabilse de farklı seçmen grupları seçim öncesi dayatılacak ortak siyasi programı beğenmeyebilir. İkinci seçenek (seçimde esnek iş birliği) daha kolay yönetilebilecek bir ittifak türü ise de iktidara talip olma mesajı açısından zayıf. Esneklik, 6 partinin ideolojik/siyasi farklılıklarının güncel siyasetin akışı içinde sürekli bir tartışma alanı olmasını da engellemez.
GENEL BAŞKANLAR MI, SEÇMEN Mİ?
Daha zorlayıcı konu bu büyük koalisyonu parti genel başkanlarının kurarak ortak adaya dayatacak olmasıdır. Milletvekilliği paylaşımı bir kenara, yüzde 50 artı 1 oy alması gereken cumhurbaşkanı adayını belirleyebilmek için kaç yuvarlak masa turu yapılacak, Allah bilir. Eğer 6 parti genel başkanı yuvarlak masa toplantıları ile istenilen "büyük koalisyonu" kurmakta başarılı olursa asıl sıkıntıyı ortak cumhurbaşkanı adayı çekecek. Önce genel başkanların sonra halkın seçtiği bu isim, icraatlarıyla, önce parti başkanlarını sonra da seçmeni memnun edecek. Ne karmaşık ne yapay ne zor bir iş... Bu oligarşik oluşumdan Türkiye'yi 2023 sonrasına taşıyacak bir vizyon çıkarmak çok yaman bir görev olsa gerek. 6 partinin ittifakı sistem değişimini getirecek 400 milletvekiline ulaşamaması durumunda ciddi bir patoloji üretecek. Geçmişte parlamenter sistemin koalisyonlarından bıkan milletimizin cumhurbaşkanlığı sisteminin içine büyük bir koalisyonu yerleştirmeyi tercih edeceğini sanmıyorum. Dahası, AK Parti'den ayrılan siyasetçilerin daha iyi pazarlık ve meşruiyet elde etmek için ürettikleri iddialı formüllerin siyasetin gerçeklerine yenileceğini düşünüyorum. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, yuvarlak masa toplantıları ile vakit geçirmekten hiç yüksünmeyecektir. Son evrede aslan payını yine CHP alır. "Kingmaker" sendromundakilere duyurulur.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)