‘Seçim sonrası’ giderek gündeme ağırlığını koyuyor
***
Bu imkânı, siyaseti baskı altında tutulan vesayet odaklarının AK Parti döneminde tasfiye edilmesine borçluyuz. Yani, Erdoğan'ın 2007 e-muhtırasını, 2008 kapatma davasını, 17-25 Aralık 2013 ve 15 Temmuz 2016 darbe girişimlerini aşması ve 2017'de cumhurbaşkanlığı sistemine geçişi sağlaması siyaset kurumunu öncelikli ve kritik konuma getirmiştir. "Demokrasimizin niteliği" ve "siyasette kutuplaşma" tartışmalarının bu denli canlı olmasının sebeplerinden önde geleni siyasetin kazandığı kritik önemdir. Bakmayın 1990'lar güzellemesi yapanlara, ikrar etmeseler de muhalefet partileri de şunu çok iyi biliyor: Erdoğan öncesi dönemde Türkiye'nin geleceğine karar verme noktasında siyaset kurumu ve siyasetçiler hiç bu kadar belirleyici olamamıştı. Bu belirleyiciliğin siyasetçinin yükünü artırdığı ortada. Yine bu yüzden sadece eleştiri ve suçlama seçmeni ikna etmiyor. Seçmen 2023 sonrasında bu koca ülkeyi taşıyabilecek lider, vizyon ve program bekliyor. "Nasılsa kazanacağız" havasındaki muhalefet çevreleri giderek bunun farkına varıyor. Bu çevrelerde kazanmanın garanti olmadığını ve kazanılsa bile yönetme sorunu olabileceğini söyleyenler artıyor. "Geçiş sürecini de planlayan geniş bir ittifak kurulmadıkça Erdoğan'ın bu defa da kazanabileceğini" söylüyorlar. Elbette "kazanmak garanti değil, yine kaybedersiniz", "az vakit kaldı", "önce geçiş sürecini planlayalım" ve "yeni bir ittifak kuralım" uyarılarını yapanlar kendilerinin yerini genişletmeye çalışıyor.***
Yine de bu söylemin haklı bir kısmı var. Muhalefet, Erdoğan'ın tecrübesi ve bu ülke için ifade ettiği anlamla yarışabilecek bir aday profili ve siyasi program üretmekten çok uzakta. Erdoğan karşıtlığı artık para etmiyor. Ekonomik sorunların çözümünü iktidardan bekliyor, muhalefete umut bağlamıyor. Nedeni mi?Basit. Seçmen hâlâ muhalefette 2023 sonrasında Türkiye'yi taşıyabilecek bir alternatif göremiyor. "Bir hikâye gerekli" ya da "çılgın proje lazım" diye akıl verenler bunun ziyadesiyle farkında. Uluslararası sistemde artan belirsizlikler ve Türkiye'nin etrafında devam eden sorunlar halkımızın zihninde "seçimden sonra ne olacak?" sorusunu öne çıkarıyor. Ülkemizin kritik konularında ne yapılması gerektiği hususunda uzlaşması mümkün olmayan 6 artı 1 muhalefetin bu hali güven oluşturmuyor. Parti siyasetinin sert polemikleri olmasa da muhalefetin kazanması durumunda "Türkiye'nin 2023 sonrasında nereye gideceği konusu" belirli bir seçmen grubunda beka kaygıları doğuruyor. Parti siyaseti-dış politikaekonomi denkleminde "siyasetin önceliğinin" ne anlama geldiğini en iyi bilen lider olarak Erdoğan'ın 2023 seçimlerinde kazanma imkânı çok fazla.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)