Adaylık tartışmasını durdurmak mümkün mü?
CHP Grup Başkanvekili Özel, partililerine seslenirken "Cumhurbaşkanı adayınız kim?" sorusunu suni bir tartışmanın içerisine düşmek olarak niteledi.
Bu konunun CHP'de "içe dönmeye, ittifakta da boşu boşuna tartışmaya" götürdüğünü söyledi.
İlginç, çünkü uzun süredir Millet İttifakı'nın adayı kim olur tartışmasının muhalefetin gündemi belirlemesine yaradığı görüşü vardı.
Kılıçdaroğlu, Akşener, İmamoğlu, Yavaş ve Gül isimleri konuşuldu durdu.
Bu bitmek bilmeyen adaylık tartışmasının muhalefetin üç zaafından birisi olduğunu yazmıştım.
Diğer ikisi de programsızlık ve popülizm idi.
Bu durumu fark edenler asıl olanın geçiş sürecinin nasıl olacağı ve hangi politikaların önerileceği olduğunu ileri sürüyordu.
Özel'in yaklaşımı CHP'nin güçlendirilmiş parlamenter sistem ve program önerisini öne çıkarma eğilimini gösteriyor.
Ancak bunun söylenenden daha zor olacağı açık.
Muhalefette kimin aday olacağı konusu kolaylıkla geri çekilebilecek bir konu değil.
"Zamanı gelince liderler bir araya gelir karar verir" demek kolay ancak muhalefetin "Bu sefer kazanabiliriz" hissiyatının olası cumhurbaşkanı adaylarını heveslendirdiği de ortada.
Akşener dahil ismi geçenlerin hiçbiri kolayca vazgeçmeyecek.
Parti teşkilatları da aday adaylarının destekçileri de sürekli bu gündemle meşgul olacak.
Belediye başkanlarının bir sonraki beş yılı beklemesi ya da güçlü başbakanlık hayali ile kenarda durulması pek mümkün görünmüyor.
CHP ve İP arasındaki muhalefetin ilk partisi olma yarışının hızlanması kaçınılmaz.
Zaten daha düşük profilli bir cumhurbaşkanı mı yoksa icraat yapacak bir cumhurbaşkanı mı olmalı konusunda bile bir anlaşma yok.
Muhalefetin adaylık tartışmaları çok su kaldırır.
"Adaylığı tartışmayalım zamanı gelince bakarız" tercihi de pek etkili bir yaklaşım olmaz.
'LİDERLER KABİNESİ' KOALİSYONCU BAŞKANLIK DEMEK!
Kılıçdaroğlu'nun aday olacağını savunan CHP medyası "liderler kabinesi" kurma önerisini tartışmaya açtı.
Bu öneri "henüz geçiş sürecinde bile anlaşmadık, bu aday tartışması nafile" yönündeki eleştirilere bir cevap niteliğinde gibi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın karşısına çıkarılacak aday, liderlerin hepsinin onayını alan ve olası iktidarında yetkilerini muhalefet partisi liderleri ile paylaşacak bir isim olacak.
Bu, eski parlamenter sistem döneminde bile eşi görülmemiş türde bir koalisyon demek.
Diğer bir deyişle, liderler kabinesi önerisi koalisyoncu başkanlık teklifi demek.
Yakında muhalefetin gündemi güçlendirilmiş parlamenter sisteme odaklanacak.
Ancak geçiş süreci dedikleri şey en az iki seçim ve bir referandum içereceği için bir noktada liderler kabinesine yani koalisyoncu başkanlığa razı olabilirler.
Kılıçdaroğlu şimdiden bir altyapı hazırladı.
Daha önce muhalefetin kendi cumhurbaşkanlığı sistemi önerilerini getirmelerinin daha mantıklı olacağını söylemiştim.
Hâlâ aynı görüşteyim.
Liderler kabinesi önerisi fiilen bu demek.
Bakalım aday tartışmasının aleyhlerine olduğunu gören muhalefet partileri ortak vizyon/ program önerilerini kamuoyu ile paylaşacak mı?
Türkiye'nin kritik meselelerine dair politika önerileri etrafındaki tartışmanın muhalefet için hiç de kolay olmadığı şimdiden belli.
Bekleyelim görelim.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)