Reaksiyoner helalleşme çağrısı ne kazandırır?
HANGİ KESİME NE ÖNERİLİYOR?
Devri sabık yapmamak üzerine kurulu reaksiyoner bir söylemi var. Zaten "kazanılmış hakları ve özgürleri geri döndürmeyeceğiz" demekten ileri geçemiyor. Neyi kastettiğimi açayım. Kılıçdaroğlu'nun yaralanan kesimler olarak saydıkları (28 Şubat mağdurları, Kürtler, Romanlar, Aleviler, gayrimüslimler) ile AK Parti döneminde belli ölçülerde bir yüzleşme ve helalleşme yaşandı. Yapılan açılım ve reformlarla önemli bir demokratikleşme sağlandı. Şimdi Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin yaptıklarından farklı olarak bu kesimlere ne vaat ediyor? Sadece CHP'nin olumsuz geçmişinden kurtulmak için imaj çalışması mı yapıyor? Dindar kesimlerin Kemalist laikçilik anlayışından gördüğü zararları telafi eden AK Parti oldu. Kılıçdaroğlu, AK Parti döneminde ulaşılamayan ne öneriyor başörtülülere? "Başörtülü bakan olacak mı?" sorusuna evet demek yeterli mi? Başörtülü AK Partili bakanları saymaya gerek var mı? O halde verilen söz, başörtülüler bakan olmaya devam edebilecek, yani geri gitme olmayacaktan öteye geçmiyor. Türkiye'yi son 20 yıldır dönüştüren muhafazakâr-dindar kesimler iktidarı bırakma karşılığında kazanımlardan geri düşme olmayacağının helalleşmesini mi yapacak? Tekrar sorayım, CHP, başörtülülere, Kürtlere, Alevilere ve gayrimüslimlere AK Parti döneminde gerçekleşmeyen hangi özgürleştirici hamlede bulunacak? Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarında bu cümlelerin cevabı yok. Zaten sadece "Onların acılarını anlamalıyız, yaşadıkları sorunları anlamalıyız. Aynı acıların yaşanmaması için gelecek inşa etmeliyiz" demekle yetiniyor. İyi de Türkiye bu noktayı zaten çoktan geçti. "Hak ve özgürlükler anlamında devri sabık yapmayacağız" demek ne kadar geleceği inşa edebilir?
KUTUPLAŞMAYI SONLANDIRMASI MÜMKÜN MÜ?
Diğer önemli bir soru, Kılıçdaroğlu helalleşeceği kesimler arasında saydığı başörtülülerden Kılıçdaroğlu'nun şahsının ve partisinin kendi yakın geçmişi ile yüzleşmeye ve hesaplaşmaya hazır olup olmadığı? Hatırlayalım, 2008'de üniversitelerde başörtüsüne serbestlik getiren yasanın iptali için CHP adına Anayasa Mahkemesi'ne başvuranlar arasında Grup Başkanvekili Kılıçdaroğlu da vardı. 2007'de başlayan Cumhuriyet mitinglerinin, 2008 AK Parti kapatma davasının, 2013 Gezi olaylarının kutuplaşmayı nasıl doğurduğunu unuttuk mu? Kontrollü darbe söyleminden özür dilenir mi? Bu soruların cevabı, CHP'nin sevgiyi tesis edip kutuplaşmayı bitirme iddiası ile ilgili. Son yıllarda yaşanan kutuplaşmada CHP'nin sert söylemlerinin çok büyük bir etkisi var. Daha önce de bahsettiğim üzere CHP, kendi cenahındaki "derin seküler öfke" ile yüzleşmedi, sadece üzerini örttü. HDP dahi helalleşme ile yetinmiyor, "mağduriyetleri ortadan kaldıracak yüzleşme" istiyor. Başka kritik bir soru da FETÖ ve PKK ile mücadele helalleşmenin neresinde? Sözün özü, Kılıçdaroğlu'nun helalleşme söylemi ülkeyi yönetebilme kapasitesini gösterme iddiası için kullanılsa da reaksiyoner bir içeriğe sahip. Hâlâ AK Parti'nin mevcut halinin gerisinde.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)