Erdoğan ile Biden görüşmesi yaklaşırken...
İKİ YILI BELİRLEYECEK GÖRÜŞME
Erdoğan, dış politikada normalleşme ve içeride reforma devam iradesini sıklıkla ifade ediyor. Biden yönetimi ile "yeni bir dönem" arzusunda olduğunu birkaç kez ifade etti. En son Erdoğan önde gelen 26 Amerikan şirket yöneticisiyle yaptığı toplantıda ABD ile "geniş yelpazede işbirliğine" ve "uzun yıllara sarih köklü, çok boyutlu müttefiklik" ilişkisine dikkat çekti: "Başkan Biden'ın 1915 olayları hakkında yaptığı açıklama ilişkilerimize ilave yük getirse de Sayın Biden'la NATO Zirvesi'nde gerçekleştireceğimiz görüşmenin yeni dönemin habercisi olacağına inanıyorum."
Ancak Biden tarafı şimdiye kadar S-400 konusunu ilişkilerin toparlanmasının ana engeli olarak tanımlamaya devam etti. NATO Zirvesi sırasında gerçekleşecek Erdoğan ve Biden görüşmesinin hangi havada geçeceğinin önümüzdeki iki yıl boyunca Türkiye'nin ABD ve AB ile ilişkilerini belirleyeceğini düşünüyorum. Zira AB yetkilileri de Washington'ın Türkiye politikasını gözlüyor. Bu arada Avrupa Parlamentosu'nun 19 Mayıs'ta Türkiye ile AB üyelik müzakerelerinin kesilmesini öneren raporu kabul etmesi de Avrupa liderlerinin açıkladığı "pozitif gündem" arayışına aykırı.
NATO GÜNDEMİ FIRSAT MI?
Biden'ın NATO'yu daha etkin hale getirme isteğinde olması Türk-Amerikan ilişkilerini toparlamak için bir fırsat. NATO üyeleri arasında Rusya ile ilişki denkleminde ABD'den sonra en etkili ülke Türkiye. Bu arada 15 Haziran'da Rus lider Putin ile de görüşecek olan Biden'ın ekibi Moskova ile gerilimi düşürmeye çalışıyor. Asıl rakip olan Çin ile Rusya'yı yakınlaştırmak istemeyen bu arayışın radikal sonuçlar elde etmesi mümkün görünmüyor. İklim değişikliği ve koronavirüs ile mücadele öne çıkabilir. Yine de bu tür bir yumuşama Moskova ile Kiev arasındaki gerilimi düşürebilir. Biden ile Putin'in uzlaşacağı konular Ankara ve Moskova arasındaki dengeye de etkide bulunabilir. Son dönemde Moskova, Ankara'nın Ukrayna (Kırım) ve Polonya ile savunma işbirliklerinden rahatsızlığını saklamıyor. Ancak Doğu Avrupa ülkelerinin güvenliğinin sağlanması ve Rus nüfuzunun dengelenmesi Türkiye'nin NATO içerisinde elini güçlendiren bir husus. Bu sebeple Biden'ın ikili stratejik ilişkileri toparlamak için Erdoğan'a hangi tekliflerle geleceği ve Putin ile nasıl bir uzlaşma üreteceği kritik önemde.
2023 SEÇİMLERİNİ BEKLEMEK!
Washington ve Brüksel'de Türkiye ile normalleşmeyi 2023 sonrasına erteleyelim görüşünü savunanlar var. Argümanları "Erdoğan'ın elini rahatlatmayalım", "Ekonomiyi baskı altında tutarak muhalefeti destekleyelim" ve "Erdoğan sonrası bir yönetim ile daha kolay bir büyük pazarlığa oturalım." Türkiye'nin milli iradesine saygı duymayan bu yaklaşımın antidemokratik yanı ortada. HDP'nin içinde olduğu geniş bir muhalefet koalisyonuna Türk milletinin milli menfaatlerinden geri adım attırmayı hesap etmek ise ayrıca çok riskli.
Ortak dış politikası olamayacak bir muhalefet koalisyonunun etkili şekilde baskılanması mümkün olabilir. İstikrarsızlık, yönetim krizi ve erken seçim üretilebilir.
Ancak Türk milletinin Suriye, Irak, Libya ve Doğu Akdeniz'deki milli menfaatlerinden geri adım atmayı kabullenmesini beklemek ham hayal. "Erdoğan karşıtlığı" perdesine takılmayın, ABD'nin Türkiye'ye "düşmanca yaklaştığı" algısı muhalefet seçmeninde hayli yaygın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)