AB liderleri hâlâ geçen hafta kendilerinin ürettiği protokol krizini konuşurken Ankara hummalı bir diplomasi seferberliği içerisinde. Sadece son üç günde Cumhurbaşkanı Erdoğan önce cuma günü Rus lider Putin ile görüştü. Cumartesi Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski'yi stratejik ortaklığın onuncu yılını kutlama vesilesiyle ağırladı. Her iki lidere de Türkiye'nin Donbass geriliminin diplomatik yolla çözümünden yana olduğunu söyledi. Dün Libya Başbakanı Dibeybe, 5 başbakan yardımcısı, 14 bakanı ve genelkurmay başkanı ile Türkiye-Libya Üst Düzey Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısı için Ankara'daydı. Sanki son haftalardaki AB liderlerinin Trablus'aüşüşmelerine karşılık Libya hükümetininAnkara'ya verdiği özel önemi gösterircesinegeniş bir heyetle geldi.
Donbass geriliminde Erdoğan'ın tavrı
Moskova ve Kiev arasındaki gerilimin tansiyonu düşmüyor. Her iki taraf, karşısındakini provokasyon ve iç siyaset için popülizm yapmakla suçluyor. ABD, Karadeniz'e iki savaş gemisi gönderirken Batı dünyası Rusya'dan askeri birliklerini Ukrayna sınırından çekmesini istiyor. Türkiye gerilimi düşürmek için devrede. Ülkemiz, Rusya ve Ukrayna ile aynı anda ticaretten savunmaya kadar geniş bir işbirliği yürütebilen konumda. Erdoğan, bu zorlu ilişkiyi 2014'ten bu yana sürdürüyor. Cumartesi günü Türkiye'nin hem Kırım'ın ilhakını tanımadığını hem Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü savunduğunu hem de savunma alanındaki derinleşen işbirliğini vurguladı. Erdoğan ayrıca Ukrayna ile ilişkilerin "üçüncü ülkelere karşı bir girişim olmadığını" belirtti. Yine de Rusya'nın Türkiye'ninUkrayna'ya İHA satmasından hoşnutolmadığı açık. Erdoğan ,Karadeniz'de gerilimin düşmesi için lider diplomasisine devam edecek. Gerilimin nabzı ise Putin'in elinde. Biden yönetiminden gelen "bedeli olur" tehditlerini umursaması için ABD ve AB'nin güçlü bir karşı hamlesini görmesi gerekir. Unutmayalım, 2008 Gürcistan ve 2014 Kırım tecrübeleri ABD ve AB'nin Rusya karşısında caydırıcı olamadığını göstermişti. Bence Putin gerilimi artırarak, Biden'ı masaya çekmeye çalışıyor. Washington'un hem Pekin hem de Moskova ile kapışamayacağı görüşünde.
Denge adamı Dibeybe
Libya Başbakanı Dibeybe etkili bir denge siyaseti yürütüyor. Hem ülkesinin geçmişte istikrarsızlaşmasında rolü olan tüm başkentlerle görüşüyor hem de 2019 anlaşmalarıyla istikrarı sağlayan Ankara'ya ayrı bir önem verdiğini gösteriyor. Türkiye'nin askeri anlamda Libya denkleminden çıkartılmasının ülkesinin siyasi geleceğini riske sokacağını, Hafter'in hâlâ 12 milyonluk 3 şehir inşa etme söylemiyle etrafta olduğunun farkında. İtalya ve Fransa, Libya'nın yeniden inşasında öncü rol üstlenmek, Yunanistan ise Türkiye ile yapılan deniz yetki alanları anlaşmasını iptal ettirmek ister. Mısır ise Tunus'uda yanına alarak Türkiye'nin nüfuzunusınırlandırma derdinde. Ancak bu aktörler geçiş hükümetinin oluşturulabilmesine olumlu katkılar sunmuş değiller. Ya darbeci Hafter'e destek verdiler ya da İtalya gibi etkisiz eleman olarak kenarda durdular. Şimdi Türkiye'yi denklemden çıkarmanın arayışındalar. İşadamı geçmişinden gelen Dibeybe ise tüm aktörlerle kazan-kazan dengesi kurmaya çabalıyor. Bunu başarabilirse Aralık 2021 seçimlerinde aday olma fırsatı yakalayabilir ve Libya'yı uzun süre yönetme perspektifine kavuşabilir. Bu dengede Ankara vazgeçilmez stratejik öneme sahip.
Mısır ile toparlama süreci
Kahire, Ankara ile ilişkileri toparlama çağrısına olumlu dönüşler yapıyor. Dün Mısır Dışişleri Bakanı Şukri "Mısır, her iki tarafın da faydasına olacak bir diyalog ve çıkarlara zarar verilmeden uluslararası hukuk kurallarına uygun ilişkiler kurulmasında isteklidir" açıklaması yaptı. Daha önce Mısır Başbakanı Medbuli, Erdoğan'a D-8 Dönem Başkanlığında ortaya koyduğu çabalardan ötürü teşekkür etmişti. Toparlama sürecinin zaman alacağı ve rekabeti de içereceği açık. Doğu Akdeniz'deki yetki alanlarının paylaşımı konusunda yakınlaşan Türkiye ve Mısır,Libya sahasında rekabete devam edecek. Sözgelimi Mısır, Tunus'u Türkiye'nin El Vatiyye üssündeki varlığından tedirgin etmeye çabalıyor. Çekişme ve toparlama el ele gidecek anlaşılan.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.