Biden topu taca attı
Aslında sonuca kimse şaşırmadı
Biden yönetiminin "insan hakları ve demokrasi" söyleminin ABD'nin jeopolitik çıkarlarına zarar vermeyeceğini, aksine onları konsolide etmek için kullanılacağını düşünenler bu sonuca hiç şaşırmadı. İlişkileri "yeniden düzenlemenin" ölçeğinin hayli küçük olması beklenen bir şeydi. Trump döneminin aşırılığı törpülendi.
Dışişleri Bakanı Blinken'ın iki ülkenin ortaklığının "ABD'nin değerlerini yansıtması" ve Suudi Arabistan'ın "bu tür saldırılara son vermesi" gerektiği vurguları sadece geleceğe yönelik uyarılar mahiyetinde kaldı. Yaptırım dahi gelmemesini Suud'a yakın bazı yorumcular "aklanma" olarak okudu. Kaldı ki Veliaht zaten ülkesinin fiili yöneticisi olarak "sembolik sorumluluğunu" kabul etmişti. Yani Biden, daha önce iddia ettiğinin aksine Veliaht Selman'ı "parya" haline getirmedi. Önümüzdeki maçlara bakacağız havasıyla topu taca attı.
Jeopolitik çıkarlar asıldır, gerisi teferruat
Washington, İkinci Dünya Savaşı sonrası Riyad ile kurduğu "stratejik ortaklığı" sıkıntıya sokacak bir tercihte bulunmadı. Fiilen zaten iktidarda olan Veliaht Selman'ın, babası Selman'dan sonra on yıllar boyu kral olacağı gerçeği ağır bastı. Trump döneminde ayrıcalıklı muamele gören Veliaht, rakiplerini ve muhaliflerini tasfiye etmişti zaten. Şu an alternatifi olmayan konumda. Biden yönetiminin Veliaht Selman'ı doğrudan hedef alması, tüm Ortadoğu'nun dengesini değiştirebilirdi. Bölgesel güçler İran, İsrail, Türkiye ve Suudi Arabistan arasında yeni bir hikâye başlardı. İran ile nükleer anlaşmaya dönüş arzusunun ifade edildiği bir ortamda Riyad'ı yabancılaştırmak İsrail ve Körfez ülkelerinin de menfaatlerine aykırı.
Yemen, İran ve hatta Irak dosyalarında Riyad'ın Washington'un yanında olması lazım. Ayrıca, "parya" haline getirilseydi, Veliaht Selman'ın Çin ve Rusya ile daha fazla yakınlaşarak ABD ile klasik stratejik ortaklığı tümüyle terk etmesi söz konusu olabilirdi. Washington'un bu denli yüksek bir maliyeti "demokrasi ve insan hakları" adına üstlenmeyeceğini önceki performanslarından biliyoruz.
"Değerler" söylemi Demokles'in kılıcı
Yanlış anlaşılmasın. Biden yönetiminin Kaşıkçı cinayetinde topu taca atması iddialarından vazgeçtiği anlamına gelmiyor. "Reel çıkarların değerlere üstün gelmesi" hem Cumhuriyetçiler hem de Demokratlar için bir Amerikan gerçekliği. Biden yönetiminin, özellikle Blinken'ın, değerler vurgusunu devam ettireceğini düşünüyorum. Hatta "Kaşıkçı yasağı" gerekirse Veliaht Selman'a uygulanmadığı ölçüde ağırlaştırılarak başta Çin ve Rusya olmak üzere diğer ülkelere yöneltilebilir. Elbette Amerikan çıkarlarına zarar vermeyecek hatta onları koruyacak şekilde. Seçmece ve çifte standartlı olarak...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)