Gara operasyonu ve bölgesel hareketlilik
Erdoğan, neden Biden'a seslendi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan dünkü konuşmasında ABD Başkanı'na "Sayın Biden, lütfen sen de bunları iyi tanı" diyerek PKK'nın önceki sivil katliamlarını anlattı. Tebrik mesajları dışında Erdoğan'ın Biden'a ilk çağrısının PKK ve ayrıca FETÖ konusunda olması bir tesadüf olamaz. Biden yönetiminde YPG'ye sempati besleyen isimlerin yer alması Ankara'daki kaygıları besliyor. İkili ilişkilerdeki S-400, yaptırımlar, Halkbank davası ve F-35 gibi sorunları yeni yönetimin iddialı bir YPG politikası ile kötüleştirmesi istenmiyor. Zira PKK-YPG ile mücadeledeki kararlılık Ankara'da her türlü güvenlik ve dış politika konularının başında geliyor. Bir hususun altını çizmekte fayda görüyorum. Erdoğan ve Biden arasında bir süre sonra gerçekleşmesi beklenen ilk telefon konuşması kritik önemde. İki tarafın diplomatlarının konuşma içeriğine dair iyi bir hazırlık yapması gerekir. Biden'ın dünya liderleri ile telefon konuşmalarında açık sözlü olduğu söyleniyor. Erdoğan'ın da lafı dolandırmadan muhatabı ile sorunlu alanları doğrudan konuştuğunu cümle âlem biliyor. İki lider arasında DEAŞ ve PKK dahil terör ile mücadelede ortak bir anlayış olması çok sayıda gerilim alanının yönetilebilmesine katkı sağlar. Demokrasi gündeminin ilk maddesi, sivilleri katleden terörist örgütlerle mücadele olmalıdır. Bir yol kazası ise zaten hayli çetrefilli bir ilişkiyi baştan sıkıntıya sokabilir.
Bölgedeki PKK hareketliliği
Pençe operasyonları, Sincar'ın temizlenmesine dair Irak ile varılan uzlaşma ve Gara operasyonu, Ankara'nın Irak-Suriye hattında PKK-YPG'ye yönelik yeni bir hareketlilik dönemine girdiğini gösteriyor. Erdoğan'ın "Artık hiçbir ülke, hiçbir kuruluş, yapı veya kişi, Türkiye'nin Irak ve Suriye harekâtlarını sorgulayamaz, eleştiremez ve karşı duruş sergileyemez. Çünkü bu katliamı yapanlar, güçlerini ve cesaretlerini kör bir Türkiye düşmanlarına destek verenlerden almaktadır" cümlesi önemliydi. Ankara, Kandil ile Sincar ve Sincar ile Suriye'deki YPG kontrolündeki bölgelerin irtibatını kesmekte ısrarcı. Irak'ta üsler kurarak Suriye'ye uzanan PKK koridorunu tümüyle parçalamaya ve parçalanan kısımları da tasfiye etmeye çalışıyor. Kış ayları olmasına bakmaksızın Türkiye, terör örgütü PKK ile mücadelede hız kesmiyor ancak karşı tarafta da bir hareketlilik var. 1- Suriye'nin kuzeyindeki güvenli bölgelere PKK-YPG saldırılarında ciddi artış var. 2- DEAŞ'ın yeniden canlandığı ve Türkiye'den lojistik sağladığı iddiası Batı medyasında işleniyor. 3- Türkiye'nin Irak'taki operasyonlarına karşı çıkan İran destekli Haşdi Şabi milisleri de hareketli. El Nuceba Hareketi milisleri Türkiye'nin olası operasyonuna karşı "işgalcilerin kaderinden ders çıkarma" tehdidinde bulundu. 4- Rusya'nın teşvikiyle Esed rejimi SDG ile müzakerelerde mesafe alıyor. Bütün bunları Biden yönetiminin Suriye ve YPG politikasını bekleyen aktörlerin saha hazırlığı olarak okuyabiliriz.
te taraftan Gara katliamının içeride HDP'ye yönelik daha güçlü bir demokratik baskı oluşturması kaçınılmaz görünüyor. Türkiye'nin sınır ötesi operasyonlarını "Kürt sorununun barışçıl çözümünden uzaklaşmak" olarak nitelemek tam bir gaflet ve hıyanet hali. Olması gereken HDP'nin, gönüllü ya da gönülsüz, PKK esaretinden kurtarılmasıdır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)