Erdoğan’ın yeni hamleleri ve CHP
Muhalefetin tedirginliğinin sebebi
2002'den bu yana girdiği tüm seçimleri kazanan Erdoğan'ı hedef almaktan muhalefetin asla vazgeçemeyeceğini biliyoruz. Yine de Kılıçdaroğlu'nun son günlerde bu kadar sert kelimeler kullanmasının sebebi Erdoğan'ın yeni hamleleri ile siyasetin denklemlerini değiştirmesinden çekinmesiyle alakalı. Muhalefetin birinci partisi olarak CHP, diğer muhalefet partilerini kendince bir iş bölümü çerçevesinde yönlendiriyor. İYİ Parti, SP, HDP, Gelecek ve DEVA ile ilişkilerini sıcak tutuyor. Ancak ortak bir politika alanı oluşturamıyor. Erdoğan'ın reform ve dış politikada yeni sayfalar açma hamleleri ise muhalefetin istemediği bir dinamizmi oluşturuyor. Muhalefet sembolik davalar üzerinden "reform" olamayacağını öne sürse de Erdoğan'ın işaret ettiği ekonomi, hukuk ve demokrasi alanlarındaki reform gündemi ihtiyaçlara, zorunluluklara ve taleplere dayanıyor. Elbette mücadeleden vazgeçmeden vurgulanan bu reform hamlesinin içeriği süreç içerisinde dolduruluyor. Aktörlerin tepkileri, halkın beklentileri, dış konjonktürün imkân ve sınırları gözetilerek yapılıyor. Erdoğan doktriner/ideolojik bir siyasetçi değil. Faydayı, imkanı, trendleri çok iyi gözetir. Konjonktüre teslim olmaz, aktörlüğünü her türlü gerginliği de göze alarak ortaya koymaktan çekinmez. Tek boyutlu hamleler yapmaz. Hamlelerinin mimarisi birbirlerine bağlandığında netleşir. Gündemi belirlerken aktörleri, eğilimleri ve halkın gerçek taleplerini iyi hesap eder. Önce başlığı koyar, içini kısmen muğlak bırakır. Aktörlerin pozisyonlarını ve kamuoyunun ilgisini ölçerek sonra içini doldurur. İhtiyaçları, zorunlulukları ve realiteyi önemser. Dönüştürme iradesini sabırla sürdürür, esnek olunması gereken yerde pragmatiktir.
AB ile ilişkilerde iyileşme karşılıklı önemli
Dünya siyasetinin yeni bir döneme girdiğinin farkında olan Erdoğan hem Biden Yönetimi ile hem de AB ile yeni bir ilişki tarzını arıyor. Salı günü AB büyükelçileri ile yaptığı konuşmada Türkiye'nin yerinin Avrupa olduğunu tekrar vurguladı. Türkiye'nin ve Avrupa'nın tarihinin birlikte yazıldığını ve yazılmaya devam edeceğini hatırlattı. Avrupalı siyasetçilerin Yunanistan ve GKRY'nin dar çıkarlarına teslim olmadan, ortak aydınlanmış menfaati görerek cesaret göstermesini istedi. Türkiye tarafında reform ve yeni sayfa iradesi var, aynı iradenin AB tarafında olup olmadığı henüz net değil. Merkel'in siyasete vedaya hazırlandığı, Macron'un liderlik denemelerinin başarısızlıkla sonuçlandığı bir dönemde, AB, Biden Yönetiminin transatlantik ittifak politikasını bekliyor. Halbuki kendi Türkiye ve Rusya politikasını revize ederek Biden ile masaya otururken daha iddialı bir yeni politika şekillendirebilirler. Erdoğan'ın bölgesel aktörlerle yeni sayfa açma hamlesi de devam ediyor.
Sistem tartışması ne getirir?
İşte CHP, Erdoğan'ın çoklu düzlemdeki hamlelerinin 2023'e giderken içeride ittifaklar denklemini değiştirmesini istemiyor. Erdoğan'ın parti siyasetini hareketlendirmesi (SP, BBP, Hüdapar ile görüşmeler ve dahası) Kılıçdaroğlu'nu bu yüzden tedirgin ediyor. Bir süredir muhalefet partileri "güçlendirilmiş parlamenter sistem" önerilerine hazırlık yapıyor. Cumhurbaşkanlığı sisteminin performansını bu şekilde eleştirmeyi hedefliyorlar. Sistem tartışması da muhalefete değil iktidara yarar. Önerilerini eski kötü tecrübeden ayrıştırmaları kolay olmayacak. Erdoğan'a yeni hamlelerini cumhurbaşkanlığı sistemi etrafında toparlama ve anlatma imkânı tanıyacaklar. Gerekli yeni düzenlemeleri de yapma fırsatıyla birlikte. Asıl gerilim, HDP'nin siyasi kaderi ve parti siyasetindeki değişim etrafında olacak gibi
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)