Hangisi kazandı: Liberal kibir mi, Trumpizm mi?
Seçilen başkan 20 Ocak 2021'de göreve başlayacağı için Trump'ın kaybetmesi durumunda geçiş döneminin sancılı olacağı açık. Zira odadaki fil belli. Trump az farkla kaybetse bile, temsil ettiği Amerikan seçmeninin değerleri (Trumpizm) çok güçlü. Demokratların yalancılıkla, ırkçılıkla, narsizmle ve despotlukla suçladığı Trump, sadece beyaz erkeklerden (yüzde 58) ve kırsaldan güçlü destek almakla kalmadı. Aynı zamanda Latin erkeklerin yüzde 36'sının, siyahi erkeklerin de yüzde 18'inin oyunu çekebildi. Kovid-19 salgını ve ona eşlik eden ekonomik krize rağmen Trump'ın aldığı oy, fikirlerinin ve dört yıl boyunca uyguladığı politikalarının Amerikan halkı nezdindeki itibarını gösteriyor.
rumpizmin gücü Demokratlar istese de Amerikan toplumunun Trump öncesine dönmesinin ne kadar zor olacağının göstergesi. Yani Biden'ın olası başkanlığı, üçüncü Obama dönemi asla olamaz. Trump etkisi hem iç politikadan hem uluslararası düzlemden kolaylıkla silinemez. Cumhuriyetçilerin Senato'daki çoğunluğu Demokratların Transatlantik ittifakı hırslı şekilde güçlendirmesini engelleyebilir. Çin, Rusya, liberal ticaret, ilkim değişikliği gibi dosyalarda Bidencıların beklediği sonuçlar alınamayabilir. Yani, Trumpizmin "önce ABD" diyen milliyetçiliği, küreselci olması arzu edilen Biden yönetiminin baş ağrısı olacak gibi görünüyor. Dahası, Biden, kendi ideolojik destekçilerinin Amerikan demokrasisinin ruhunu "Trumpizm tehlikesinden kurtarma" yönünde ağır bir baskısı altında olacak.
Bu seçim sonuçları ile kazanırsa rövanş isteyenlerin baskısı ile Biden'ın devri sabık yapıp yapmayacağı kritik önemde. Trump'ın şahsına yönelik açılacak davalarla siyasi kariyeri bitirilir mi, hapse atılır mı? soruları bir süre gündemde olacak. İkiye bölünen ABD'nin sorunları seçimi kimin kazandığının belirlenmesiyle bitmeyecek. "Yeni ABD" ile "eski ABD'yi restore etmek" arasındaki kavga devam edecek. Trump dönemini "ABD'nin otoriterliğe kayışı" olarak niteleyen Demokratların Amerikan halkının tercihini küçümseyen "liberal kibre" yenik düşmesi mümkün.
Bu da Trump gibi politikacıların daha güçlü şekilde gelmesi ile sonuçlanır. Ancak Trump'ın gölgesi hep üzerlerinde olacak, yeni Cumhuriyetçi adayların ilham kaynağı olarak... Demem o ki, bu seçimlerde hem Demokratların liberal kibri hem de Cumhuriyetçilerin Trumpizm'i kaybetmedi. Ne "mavi dalga" şahlandı, ne kırmızı dalga geri çekildi. Her ikisinin de kazanması en sıkıntılı sonuç aslında. Washington'da adettir. Düşünce kuruluşları yeni başkana dış politika dahil çeşitli alanlarda politika önerileri hazırlarlar. İster Biden ister Trump olsun benim de yeni başkana Türkiye politikası hakkında Ankara'dan bir tavsiyem var. İdeolojik taassup içerisindeki bazı "Türkiye uzmanlarının" önerileriyle yol almak gibi bir talihsizliğe kapılmasınlar. Zira bu uzmanlar hem Türkiye siyasetinin dönüşümünü hem de ABD'nin reel-jeopolitik çıkarlarını yakalamaktan hayli uzaklar. "Hala Trump'a nasıl bu kadar oy çıkar?" diye kendi halkına "liberal kibirle" bakanların yaptığı hatayı bu uzmanlar uzun süredir AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili yapıyorlar.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)