Kafkaslar’da ‘yeni Suriye’ olur mu?
***
Paşinyan'ın "Yeni Suriye" tehdidinin öncelikle Rusya, İran ve Avrupa'nın endişelerini yükseltmek için yaptığı açık. Dağlık Karabağ çatışmasını topyekûn Ermenistan-Azerbaycan savaşına çeviremediği için bu sefer "yıllarca sürecek bir savaş" tehdidinde bulunuyor. Moskova, Kafkaslar'daki nüfuzunu sarsacak ve ABD'yi ya da NATO'yu bölgeye davet edecek şekilde çatışmanın uzamasını istemez. Tahran ise çatışmanın uzamasından ve yayılmasından en çok kaygılı olan başkent. Yabancı savaşçılar üzerinden ABD ve İsrail'in İran içine operasyon yapmasından korkuyor. Suriye dahil birçok krizde etki gösteremeyen Avrupa sadece Fransa'nın göstermelik açıklama ve çabaları ile yetinmekten öteye gidemez. Çatışmanın cephedeki seyrine bakıldığında Paşinyan'ın böylesi bir savaşı yürütmesi mümkün değil. Bence, küresel ve bölgesel güçler Suriye misali bir çatışmaya sürüklenmeyecek kadar tecrübeli. Paşinyan'ın asıl derdi ivedilikle uluslararası güçlerin Dağlık Karabağ'da askeri güç konumlandırması ve böylece yeni reyonları kaybetmenin önüne geçmek. Bu süreçte Karabağ'a bağımsızlık statüsü verecek bir diplomatik ortam oluşmasını umuyor.***
Kafkaslardaki Rus nüfuzu düşünüldüğünde Moskova'nın Erivan'a bütün seçenekleri tüketmesi fırsatını tanıdığı anlaşılıyor. 5 reyondan bile çekilmeyi kabul etmemesinin somut sonuçları ile yüzleştiriyor. Zira sahada Ermenistan başarısız. Moskova, Erivan'a ağır silahlar verse de durum değişmiyor. Bakü'nün temmuzdaki Tovuz saldırısından sonra çok iyi hazırlandığı görülüyor. Kaldı ki Türk ve İsrail SİHA'larının Ermeni ordusuna verdiği kayıplar aslında Rus savunma sanayisinin itibarını da zedeliyor. Bu yüzden NATO'dan sonra ABD'den de umduğunu bulamayan Paşinyan tekrar Moskova'ya dönecektir. Ancak Paşinyan'ın "Yeni Suriye" hatırlatması sadece Ermeni çaresizliğini yansıtmıyor. Rusya'nın maliyetli yeni bir askeri angajmana girmemesi gerektiğini de anlatıyor. Moskova, Erivan'ın işgal ettiği toprakların hiçbirinden çekilmeme ısrarını destekleyecek bir yerde değil. Bakü ile de kaybedilmemesi gereken ortak çıkarları var. Kafkaslar'da artık yepyeni bir durum var. Türkiye'nin Azerbaycan'a verdiği destek bölgedeki güç dengesini değiştirme potansiyeli taşıyor. Moskova'nın Bakü ile Erivan'ı birlikte yönetme politikası eski anlamını yitirdi. Bakü'nün stratejik güç hesaplamalarında yeni değerlendirmeler oluştu. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev'in manevra alanı genişledi. 1992 ya da 2016'daki ortamın aksine Bakü'nün eli daha güçlü.***
Bu yüzden Moskova, Erivan ve Bakü'nün kabul etmesi durumunda Türkiye'nin devrede olabileceğini açıklıyor. Tahran ise, Türkiye, Rusya ve İran'ın Astana formatına benzer bir üçlü mekanizma oluşturmasını öneriyor. Seçimlerin ve sonrasının belirsizliğinin baskısı altındaki Washington'un yeni denkleme nasıl müdahil olacağı şimdilik belirsiz. Rus nüfuz alanındaki bir çatışmanın ABD etkisiyle durması büyük bir sürpriz olur. Moskova'nın Washington yerine Ankara ile masaya oturmayı tercih etmesi ve bunun için Erivan'ı baskılaması beklenir.Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)