Pelosi küstahlığı
Postayla gönderilen pusulaların seçime şaibe karıştıracağını iddia eden Trump, seçim sonuçlarını kabul edip etmeyeceği ile ilgili soruya "duruma göre bakacağız" cevabını veriyor ve ekliyor: "Çin, Rusya, Kuzey Kore ve İran'ı konuşacak olursak, onlar için bu seçimlere müdahale etmek çok kolay. Güzel ve ucuz oy pusulaları basabilirler bunları da oy merkezlerine gönderebilirler." Yine Trump ölen Yüksek Mahkeme yargıcının yerine yenisini atama yönündeki acelesini "3 Kasım seçimleri Yüksek Mahkemede bitecek. Bu nedenle mahkemede 9 yargıcın olması önemli" diyerek açıklıyor. Bir taraf orduyu, diğeri de mahkemeyi göreve çağırmaktan bahsediyor, inanılır gibi değil. Amerikan demokrasisi sistem krizi içerisinde.
***
Kuşkusuz Trump'ın iddiaları Demokratları çıldırtıyor. Ancak Biden muhtemelen hastalığı sebebiyle, Harris ise nedendir bilinmez, ortada olmadığı için Trump ile polemik yapmak Temsilciler Meclisi Başkanı (Demokrat) Pelosi'ye kaldı. Pelosi, Trump'a küstah bir söylemle karşılık verdi: "Trump'ın kime hayranlık duyduğunu biliyoruz. Putin'e, Kim Jong-un'a, Erdoğan'a hayranlık duyuyor. Ancak Sayın Başkan, Kuzey Kore, Rusya, Türkiye ya da Suudi Arabistan'da olmadığınızı hatırlatayım. Demokrasiyle yönetilen ABD'desiniz." Amerikan seçimlerinin başka ülkelerin lider ve rejimleri üzerinden polemikle yürümesi Washington'ın geldiği ibretlik bir durum. Gerçi biz Başkan Erdoğan'ın ve Türkiye'nin Batı'daki seçimlerde gündem olmasına alışığız.Bu, Brexit'ten yana böyle. Bir süre önce Trump da diplomasideki etkinliğini göstermek ve rakibini aşağılamak için Biden "Erdoğan gibi güçlü liderlerle baş edemez" demişti. Ancak Pelosi'nin Trump ile polemiğinde "Erdoğan ve Türkiye'yi" Çin ve Kuzey Kore'nin totaliter rejimiyle, Kaşıkçı'yı testere ile kesen Suudi Arabistan yönetimiyle birlikte anması küstahlığın yeni bir aşaması. Aslında Pelosi, Biden'ın "darbeyle değil, muhalefete destek vererek Erdoğan'ı devireceğiz" hezeyanı ile aynı dalga boyunda.
***
İşgallerle ve otoriter yönetimlere verdiği destekle dünya ölçeğinde demokrasinin krizinden sorumlu olan ABD'nin Temsilciler meclisi Başkanı, kendi ülkesinin darbe tartışmasına varmasının utancıyla yüzleşmiyor da dem okratik seçimle iktidarda olan Erdoğan'ının uzun süreli iktidarını Putin ya da Kim Jong-un ile kıyaslıyor. Halbuki Almanya'da Merkel de uzun süredir hükümette. Şurası net: dünyada algısı ile ilgili en ağır ideolojik kampanyaya uğrayan ülke, Türkiye; lider de Erdoğan. Türkiye son altı-yedi yıldır bir yandan etrafındaki bölgenin krizleriyle boğuşuyor, diğer yandan iç gerilimlerini sandığa giderek çözüyor. Ankara'nın güçlenmesinden memnun olmayanların hepsi algı operasyonlarına hız veriyor. Bıktırıcı etiketlemelerini tekrar ediyorlar.Pelosi'nin küstahlığından benim anladığım Demokratlarda ABD müesses nizamının Türkiye siyasetini şekillendirecek FETÖ gibi enstrümanlarını kaybetmiş olmasından duyulan bir rahatsızlık var. Bilsinler ki, Türkiye'de sandık sonuçlarını tanıma sorunu yok. Seçimle gelen seçimle gider. Çünkü Pensilvanya'da koruduğunuz elebaşının adamlarının darbesine karşı meydanlara inerek demokrasiyi koruyan Türk milleti var. Pelosi'ye önerim, ülkenizin demokrasi krizini kendi başınıza yaşayın. Kibirle, küstahlıkla ve cehaletle dışarı taşırmayın. Obama ve Trump'a teşekkürler; Batının "demokratik üstünlük" iddiasının makyajı döküleli çok oldu.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)