İki gündür hepimizin zihni bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vereceği müjdede. "Türkiye'de yeni bir dönemin açılacağına inanıyorum" cümlesi Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak'ın "Türkiye için eksen değişikliği" sözüyle bir araya gelmesi merakı artırdı. Medyada Karadeniz ya da Doğu Akdeniz'de enerji kaynağı keşfedilmesi ihtimali öne çıkarıldı. Kulislerde enerjide dışa bağımlı bir ülke olarak geniş bir hidrokarbon yatağının bulunmasının bizi nasıl sıçratacağı konuşuldu. Merakla "acaba nedir?" diye telefona sarılanlardan olmadım. Sürprizleri heyecanla beklemeyi daha çok severim. Müjdenin içeriğini, ne olursa olsun, muhalefet tarafından küçümseneceğini öngörmek için Türkiye siyasetini kısa süre yakından takip etmek yeterli. "Ciddi bir ekonomik karşılığı olan" müjde beklentisiyle bu satırları yazarken emin olduğum şey ise Erdoğan, bugün ne açıklarsa açıklasın önümüzdeki günleri, haftaları seçim tartışmaları ile geçireceğimizdir.
***
Siyasi gündemin sıcak konuları var: Doğu Akdeniz, Libya ve Demokrat Parti adayı Biden'ın açıklamaları gölgesinde ABD seçimlerinin dünya siyasetine olası etkileri gibi. Ancak muhalefet, erken seçimi, muhtemel cumhurbaşkanı adaylarını ve ittifaklardaki değişimi tartışmayı seviyor. Hatta sıklıkla gündemi değiştirmek için bu konuları canlandırmayı seçiyor. Olumlu ya da olumsuz her gelişmenin sonu bu tartışmaya varıyor. İster Ayasofya açılsın ister düşük faizli krediler verilsin ister yeni müjdeler gelsin hepsi erken seçim söylemine tahvil ediliyor. "Abdullah Gül'den neden korkuyorlar?" sorusuyla niyetini tazeleyen Kılıçdaroğlu, "Cuma günü müjde" haberini alır almaz partililerine "erken seçime hazır olun" talimatını vermiş bile. Anlaşılan 2023 seçimlerini görene kadar "erken-baskın seçim" polemiği gündemden hiç düşmeyecek.
Muhalefetin ısrarlı erken seçim söylemi ile öncelikle Türkiye'yi "seçim atmosferinde tutmayı" arzuladığını düşünüyorum. Amaç, sürekli kriz söylemiyle iktidara olan güveni içerde ve dışarda düşürmek. Yeni atılımların önüne geçmek. Dahası, muhalefete göre "Erdoğan'ı devirmek" için "dostlarla ittifak" oluşturmanın ve ittifakı canlı tutmanın yolu da bu tartışmanın devamından geçiyor.Ancak bence bu taktik Erdoğan'ı rahatsız etmiyor. Hatta muhalefet için tatlı bir oyalanmaya dönüşüyor. Sürekli cumhurbaşkanı aday isimleri (İnce, Gül, Akşener, İmamoğlu veya Yavaş) geçirilmesini umursamıyor.
***
Erdoğan, 2023 seçimlerine kadar olan 3 yılın Türkiye için çok kritik önemde olduğunun farkında. Yeni fırsatların ve hamlelerin dönemi olduğunu görüyor. Koronavirüsün dünya siyasetine olumsuz etkisini, ABD'nin Çin ile sertleşen rekabetini, ABD'nin Ortadoğu'dan çekilmesiyle oluşan boşluğu, AB'de ortak dış politika oluşturma krizini ve Doğu Akdeniz'deki güç rekabetini yakından takip ediyor. Türkiye için "bir büyük stratejiyi" hayata geçirmenin liderlik reflekslerine sahip olan Erdoğan, konjonktürel dalgalanmalarla karar vermeyecek. Evet Trump'ın açıklamaları ve yaptıklarıyla tartışmalı bir siyasetçi olduğu doğru. Ancak muhalefete Erdoğan'ı "en iyi satranç ustaları" arasında saymasını dikkate almalarını tavsiye ederim. İç ve dış politikayı birlikte yönetirken yapacağı çok sayıda hamle bulunuyor. Muhalefetin aday enflasyonu etrafında içinden çıkamadığı "erken seçim" polemikleri Erdoğan'ın da tebessüm ederek izlediği eğlenceli bir uğraştan öteye geçmeyebilir.