Kovid-19'un hayatımızda hegemonyasını ilan ettiği günlerdeyiz. Her kararın ya da haberin bir yerinde virüsün adını anmadan geçemiyoruz. Uzmanlar ikinci ya da üçüncü dalgaları hatırlatıp uzun süre evde kalmaya hazırlıklı olmamızı öğütlüyor. Fotoğraf karelerinde bile ilk dikkatimizi çeken, insanların gerekli "sosyalmesafeye" uyup uymadığı oluyor. Tek cümleyle virüsün gerçek "süpergüç" ilan edildiği bir dönemden geçiyoruz. Geçiyoruz diyorum da; bu "geçiş sürecinin" uzun ve zorlu olacağını da artık biliyoruz. Virüs sonrasının ise ne gibi keskin sonuçlar getireceğini net olarak bilemiyoruz.
Yarını öngörmek neden zor? Kimisine göre yeni dünya daha sertrekabetlere, kapışmalara sahne olacak.Tarihin akışı radikal bir değişime uğramayacaksadece hızlanacak. Kimisinegöre ise insanlık dayanışmayı dahafazla hayata geçirmek zorunda kalacak.Şimdilik daha sert rekabet bekleyenlerinağırlıkta olduğunu söylemeliyim. Bununsebebi de pandeminin mevcut yönetilmeşekli. "Küresel bir sorunu ulusal düzeyde"karşılayan ülkeler dünyanın en müreffehülkeleri. Henüz yeterli iş birliği içerisindedeğiller. Pandemi ile ortak mücadeledençok onun getirdiği krizden kimin daha fazlaistifade edeceği konuşuluyor. Uluslararasısistemin geleceğine etki edecek enönemli iki aktör olan ABD ve Çin arasındapropaganda savaşı tüm hızıyladevam ediyor. Şimdiden uzmanlar savaşındeğişen mahiyeti üzerine fikirler üretiyor.
Yarının dünyası bugün şekilleniyor
Virüsle birlikte dönüştürücü bir "güvenlikkaygısı fırtınası" geliyor. Ülkelerkendi başının çaresine bakmak için stratejiksektörlerini özel korumaya alıyor. Yüksekteknolojiden iletişime milli kurum kapasitesiningüvenliği hakkında titizleniyor. Bugüvenlik fırtınasının büyük güç rekabetini"model tartışmaları" dahil yeni alanlarataşıyacağı açık. Robert D. Kaplanpandeminin Batı dünyasının kırılganlığınıortaya koyduğunu söylüyor. Çinve Rusya'nın bürokrasilerini ve şirketlerinihükümetlerinin kolları olarak çalıştırdıklarınıöne sürüyor. Kaplan'a göre bu ikiülke güç rekabetinin ve savaşın klasik/Batılıanlamını değiştirirken Batı'nın (ABD'nin)nasıl cevap vereceği önemli. Pandemi ileküresel bir bilincin oluştuğunu hatırlatarak,Batı'nın ittifaklarını güçlendirerek tepki vermesiniöneriyor. Önümüzde ittifaklara dayalı birkutuplaşma mı var? Yoksa her büyükgücün kendi etrafında kuracağı ikili ilişkilerüzerinden rekabet mi var, göreceğiz.Açık olan ise, yarının bugün yaptıklarımızlaşekillendiği... İş birliği hamleleri de yapılmıyordeğil. AB Maliye Bakanlarının 7Nisan'daki zirvede 500 milyar avrolukkurtarma paketini kabul etmesiküçük ama değerli bir adım. Kuzeygüneyayrımının AB içerisinde karşılıkgeldiği krizin çözümü için çok daha fazladayanışma ve fedakârlık gerekiyor.
Türkiye, korona diplomasi örneği
Bugünün krizine iş birliği ve dayanışma ile cevap veren ülkelerin başında Türkiye geliyor.Ankara, Kovid-19 ile mücadele için biryandan uluslararası platformları hareketegeçiriyor.
Dün Başkan Erdoğan olağanüstü zirvede, Türk Konseyi liderleri ile virüse karşı savaşta iş birliği ve dayanışma boyutlarını değerlendirdi. Diğer yandan Ankara, 30 aşkın ülkeyetıbbi yardımıyla tam bir "korona diplomasi"örneği durumunda.
Sadece dün, Britanya ve İsrail'e gönderilen tıbbi destek haberleri vardı medyada. İşte bu da yarının dünyasınaTürkiye'nin hazırlanma şekli.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.