"Evde kal" çağrısına uyarak "kendiolağanüstü halimizi" oluşturduğumuzgünlerde ister istemez gündemimizCovid-19 üzerine. Hijyenin bir takıntıyadönüşmesi gibi, gündelik hayatımızı işgal edenbu virüsü konuşmadan duramıyoruz. Nedeni de çok açık... Çaresi bulunamayan ölümcül birvirüs dünyanın öndegelen ülkelerindehızla yayılıyor.
Şimdilik yapılabilen hijyen ve izolasyonla yayılma hızını yavaşlatmak. Böylece sağlık sistemini çökmesini önlemek. Çin'in kısmi bir başarısından şüpheyle bahsederken İtalya ve İspanya'da salgın, ağır sonuçlar veriyor. Küresel liderlikyapması beklenenABD kendi kriziniyönetemiyor. Salgının yeni merkeziolmaya doğru gidiyor.
Uluslararası kurumları zayıflatmayı Amerikan çıkarları için gerekli gören Başkan Trump'ın aklına bu salgına küresel bir cevap verme fikri bile gelmiyor. Halbuki yaz aylarında virüsün "mobilitesi yüksek" ülkelerden dünyanın diğer bölgelerine ve özellikle Suriye, Yemen gibi çatışma bölgelerine yayılması durumunda vahametin nereye ulaşacağını kestiremiyoruz.
Virüs Karşısındaki Şaşkınlık
Uzmanlar bu salgının insanlığın daha öncegördüğü krizlere benzemediğinde uzlaşıyor. Salgının insanlığa etkisinin ancak dünya savaşları ile kıyaslanabileceği fikri hâkim oluyor. Sadece ekonomik etkisinin bile1929 Büyük Bunalımı'ndan daha ağırolacağı söyleniyor. Krizin her iki aşamasınıaynı anda yönetmek hükümetleri zorluyor. Liderler salgını kontrol altına almak ile salgın sonrası ekonomik tesirlerini yönetebilme arasında çelişki yaşıyor. ABD Başkanı Trump ve BritanyaBaşbakanı Johnson'ın değişen kararlarındabu çelişkiyi açıklıkla görmekmümkün. İtalya ve İspanya yöneticileriise hızla artan ölümler karşısında bitkindurumda. Avrupa Birliği'nin salgına karşıhala bölgesel bir politika oluşturamaması Birlikiçin unutulamayacak bir acı ders niteliğinde. Rus askeri araçlarının Roma'ya yardımgötürmesi basit bir sembol, PR olarakkalmayacak.
Sayemizde Virüs, KendiGerçekliğini Üretiyor
Koronavirüs salgınıyla ilgili en çok zorlanılankonu aslında salgının kendi gerçekliğiniüretmesi. Bu da cehaletimizle ilgili. Korkularınönyargılarımızı tetiklemesiyle alakalı. Her şeyden önce virüsle ilgili çokaz şey biliyoruz. Uzmanların bilgisininbile hala yüzde 10 civarındaolduğu söyleniyor.
Halbuki medya her gün yoğun enformasyon ve yorum bombardımanına tutuyor bizi.
Hayatımızı tehdit eden bu virüs aslında gerçekliği de aynı şekilde saldırı altına alıyor.
Covid-19'dan önce de "doğruların,hakikatlerin, olguların önemini yitirdiğibir dönemde" (post-truth) yaşadığımızıbiliyorduk. Şimdi salgın ile korkularımız büyüdüve gerçekten hakkında az şey bildiğimiz buvirüs, post-truth dönemin olumsuz sonuçlarınıderinleştiriyor. İktidar kapışmaları, uluslararasıiş birliğinin zayıflığı ve propaganda savaşlarıvirüsün gerçekliğe saldırısını kolaylaştırıyor.
Tartışmalar Yeni KapışmayaGötürür mü? Wuhan'dan dünyaya yayılan buvirüsün adlandırması dahil her şeyitartışmalı.
Trump Yönetimi Çin, Wuhan virüsü demekte ısrar ederek Çin ile hesaplaşmasının zeminin oluşturuyor. Trump muhalifleri de Kasım 2020 başkanlık seçimlerinde Trump'a bu sermayeyi kullanma imkânı vermek istemiyor. 40 çeşit mutasyona uğradığı söylenenCovid-19'un bir laboratuvar virüsüolup olmadığı da netleşmedi.
Pekin, bir ay virüs hakkında bilgiyi saklamasını örtme derdinde. Virüsü, ABD askerlerinin Wuhan'a getirdiğini ileri sürüyor.
Washington ise Çin'e ihmali sebebiyle trilyonlarca dolarlık tazminatların açılabileceğini tartışıyor. Bütün bu tartışmalar suçlu arayışına yönelik. Yani salgın sonrası yapılacak hesaplaşmaya hazırlık mahiyetinde. Koronavirüs salgınıyla mücadeledehala işbirliğinin öne çıkmaması çok tehlikelibir gidişat. Bu durum sadece küreselekonomik kriz korkularını büyütmüyor. Her bir ülkenin kendi başının çaresine bakmak zorunda kalması şimdiden komploların, suçlamaların ve hayal kırıklıklarının dünyasını genişletiyor. Koronavirüs hatalarımızdan beslenerek "gerçekliğimizi" yeniden şekillendiriyor. Bunun yeni bir dünya savaşının şartlarını hazırlamaması için dünya liderlerine gerçekten çok iş düşüyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.