Barış PınarıHarekâtı'nın Suriyedenklemini nasıl değiştirdiğitartışılmaya devam ediyor.
Batı basını bile kazananların Türkiye ve Rusya olduğunda hemfikir.
Avrupa'nın etkisiz kaldığı vurgulanırken, kimi çevreler en büyük kaybeden olan YPG için ağıt döküyor.
Bazı Alman ve Fransız siyasetçiler "DEAŞile mücadeleettirdikleriKürtlerin birkez daha Batıtarafından satıldığı" söylemleriyle çaresizliklerine kılıf arıyor.
Türkiye'ye yaptırım uygulama ve NATO içinde baskı yapma seçeneklerini öne çıkarmaya çalışıyor. Nafile, olan oldu...
Türkiye, Suriye iç savaşına askeri anlamda geç müdahil olmasının getirdiği en büyük soruna kritik bir cerrahi müdahalede bulundu.
Güney sınırında, Suriye'de PKK-YPG'nin devletimsi yapı kurmasını engelledi.
30 km'lik bölgeden YPG'nin çekilmesiyle ilgili ABD ve Rusya ile yapılan mutabakatların sahada uygulanmasının yakından takip edilmesi çok önemli. Türkiye'nin bu başarısınınstratejik bir anlamı var.
Ankara, büyük güçlerin önümüzdeki onlu yıllarda kendisine karşı kullanacağı bir tehdidi ortadan kaldırdı.
ABD'nin hataları
İki kritik dönemde ABD,Ortadoğu'daki devletleri zayıflatanpolitikalar izledi. İlki, 11 Eylül sonrasıIrak işgaliyle bölgeninönemli devletlerinden birisi(Irak) başarısız devlete çevrildi.
Böylece hem İran yayılmacılığının önü açıldı, hem de İsrail'in tehdit algıladığı bir devlet bir daha çıkmayacağı şekilde iç sorunlarına boğuldu. İkinci dönem de Batı'nınliberal değerlerinin iflasınıdünyaya ilan eden Arapisyanları idi.
Batı başkentleri Suriye'de yüzbinlerin katledilmesini de milyonların mülteci olmasını da sadece seyrettiler.
Libya, Suriye ve Yemen başarısız devletler listesinin başına eklendi. Yetmezmiş gibi,ABD'nin müflis Irak politikasındanbeslenen DEAŞ'akarşı başka bir terör örgütünü(PKK'yı) kullandılar.
NATO müttefiki Türkiye'de binlerce insanı öldüren PKK'nın yeni bir kılıfla (YPG) var olmasını desteklediler. ABD, 30 binTIR'lık askeri malzemeile YPG'yisiyasi entiteyedönüştürmeyeçalıştı.
Başkan Erdoğan'ın kararlı liderliği ile Türkiye bu hamleye son verdi.
Türkiye'yi zayıflatacak bir oluşumu haritadan sildi.
Aslında Batı ittifakının Türkiye'ye karşı yaptığı en kritik hatayı da tashih etti.
Ankara'yı NATO'dan atmayı konuşan Avrupa başkentleri Erdoğan'a teşekkür borçlular.
YPG neyi kaybetti?
Dünkü yazımda belirttiğim gibi PKK-YPG henüz bitmedi.
Ancak kendi milliyetçi kimliğini kurduğu kantonlar, toprak kontrolü iddiasını kaybetti. "Rojova devrimi" hayalinikaybeden PKK'nın krizegirmemesi mümkün değil.
Bakmayın ABD Başkanı Trump'ın YPG'yi Deyr Ez Zor'da petrolü kontrol etmek için tutacağını söylemesine...
Ya da terörist Mazlum Kobani'nin Washington'a davet edilme girişimlerine...
Bunların orta vadede hiçbir anlamı yok. Trump sadece üzerindekibaskıyı hafifletiyor.
Kongre'yi ve Amerikan kamuoyunu yönetiyor.
Amerikan bürokrasisinin "taktik" olduğunu söylediği bir işbirliğini terk etti.
Böylece, Suriye'deki YPG varlığının çivisi yerinden çıktı.
Gerisi de gelecek...
Batı başkentlerinin YPG üzerine yeni proje arayışlarının bitmediğinin farkındayım.
YPG elebaşını PKK'dan ayrıymış gibi paketlemeye ve meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Elbette Ankara, kırmızıbültenle aranan ve 63 askerimizişehit eden teröristinpeşinde olacak.
Ve önümüzdeki yıllarda PKK-YPG ile mücadeleye devam etmek zorundayız.
Ancak PKK-YPG ve hamileri bilsin ki, proje çöktü...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.