Seküler baskı ve Netflix tartışması
Hizmet sağlayıcılarının RTÜK'ten yayın lisansı alması gerekiyor.
Böylece Netflix, Puhu TV ve BluTV gibi dijital medya platformları denetlenebilecek.
Denetimin içerisinde "çocukların ve gençlerin, fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimine zarar verebilecek medya içeriklerine ilişkin ebeveyn kontrolü sağlanması" gibi tedbirler bulunuyor. Bu yetkinin verilmesiyle söz konusu medya platformlarının "sansürleneceği" tartışması başladı. Tıpkı RTÜK'ün 1994'te kurulduğu ve özel televizyonlarla ilgili düzenlemeler yaptığı dönemdeki gibi...
Bir kesim meseleyi ücretle abone olunan bir platformda yetişkinlerin özgürlük alanı olarak görüyor. Diğer kesim ise bu platformların yaygınlaştığına dikkat çekiyor.
Ve çocukların erken yaşta eşcinsellik propagandasına muhatap olmasını bu tür platformlarda dahi sorunlu buluyor.
Bunlara rağmen, Batı ülkelerindeki devletlerin uygulamalarının nötr olduğu fikrini bir hurafe olarak görüyorum.
Sadece daha güçlü bir kapasite ile sofistike bir regülasyon yaptıklarını kabul edebilirim.
İslamofobi ve terörle mücadele konularında ne kadar çifte standartlı oldukları ise ortada. Yine de kürtaj, eşcinsellik, bireysel silahlanma, uyuşturucu kullanımı ve şiddet görüntüleri konuları yoğun bir kamusal tartışmanın parçaları.
Kutsal olan ve değerler buharlaştırılıyor.
Sözgelimi eşcinsellik popüler kültürün tüm alanlarında propagandası yapılır hale geldi. Sinema dünyasında ödül almak için eşcinselliğin yüceltilmesi gerektiği yorumlarını hepimiz biliyoruz. Bu savrulmaya verilen kamusal tepkiler hemen sansür olarak mahkum ediliyor.
Özgürlük adına "seküler bir mahalle baskısı" başlatılıyor. Sapkın bir yaşam tarzı dayatılıyor. Zaten bizde ne zaman bir regülasyon meselesi gelse, yasakçılık diye yaftalamak adettendir. Dijital medya platformlarındaki içeriklerin Türk aile değerlerine göre kamusal denetimi demokratik bir görevin yerine getirilmesidir.
Aile ve çocuğun korunması, geniş halk kesimlerinin talebi. Bu da iktidarın gündeminde olmak durumunda. Toplumumuzun ailenin geleceğine dair kaygıları, "seküler mahalle baskısı" ile sindirilemez.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)