Erdoğan’ın S-400 çerçevesi...
Trump yönetiminin nasıl bir tavır alacağı beklenirken, Başkan Erdoğan dün gazetecilerle buluştu.
Vahdettin Köşkü'nde yaptığı kahvaltılı toplantıda Türkiye'nin konuyla ilgili perspektifini ele aldı.
Yaklaşık 3 saat süren toplantıda çok sayıda soruyu cevapladı.
Erdoğan, S-400 ve F-35'ten İdlib'e, güvenli bölgeye, Kandil'den Doğu Akdeniz'e, AB yaptırım tehditlerinden ve Yunanistan seçimlerine kadar bir ufuk turu çizdi.
Öncelikle "barışı koruma" amaçlı alınan S-400lerin ülkemizin ortak "milli güvenlik" konusu olduğunu vurguladı.
Ve sürecin Nisan 2020'ye kadar tamamlanacağını açıkladı.
"Tarihimizin şu anda en önemli anlaşması, S-400 anlaşmasıdır" diyen Erdoğan coğrafyanın getirdiği meydan okumalara karşı kamuoyunu hazırlamak niyetindeydi:
"Bir yerde var olmak ile orayı yönetmek farklı şeylerdir. Biz bu coğrafyayı yönetmek üzere geldiğimizden beri kesintisiz bir mücadele içindeyiz. Anadolu Selçuklu Devleti, Osmanlı Devleti ve nihayet Türkiye Cumhuriyeti ile devam eden bu toprakları vatan kılma çabamıza yönelik tehditler daima olmuştur, bundan sonra da olacaktır."
Bu cümleler bugün Türkiye'nin tehditlere karşı koyma kararlılığını yansıttığı kadar önümüzdeki yıllardaki gerilimlerin olası adreslerine ve Ankara'nın tavrına da işaret ediyordu.
Nitekim, yaptırımlar, güvenli bölge, PKK-YPG, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz konularında ABD ve AB'nin politikalarını eleştirdi.
İhtilafların Batı ile olan boyutuna dair ise "Batı ittifakı ile kurduğumuz siyasi ve askeri paktlara rağmen, en büyük tehditleri yine onlardan gördüğümüz bir gerçektir" cümlesini kurdu.
Bu tespit, Suriye'de ABD'nin ve Doğu Akdeniz'de AB'nin yaptıkları ile doğrudan irtibatlı.
Aksine Miçotakis başbakanlığındaki Yunanistan ile ilişkilerde yeni bir sayfa açma isteğini dile getirdi.
Başkan Trump'dan F-35, CAATSA yaptırımları ve Güney Kıbrıs'ın silahlandırılması konularında Kongre'nin "oyununu bozmasını" istedi.
Ancak Erdoğan, bu ittifakların Türkiye'nin güvenlik kaygılarını görmezden gelmesinden rahatsız.
Obama döneminden bu yana Batılı liderlerin güvenli bölge konusunda nasıl pasif kaldıklarını ve AB'nin Kıbrıs'a dair tutmadığı sözleri hatırlattı.
Ayrıca, giderek ülkemizi sıkıştırmaları karşısında pes etmeyeceğini de söylemekten geri durmadı.
Bölgemizin ve dünyanın kritik meseleleri ile aktif bir şekilde ilgilenmeye devam edeceğini de özellikle yineledi.
Mücadele kararlılığı ile sentezlenen aktif diplomasi...
Hem caydırıcılık kapasitesini yükseltmek hem de ilişkilerde yeni sayfa açma niyeti...
Ankara, sadece Trump yönetiminin S-400 tepkisini beklemiyor.
Bölgesel gerilimlerle birleşen ve yeni stratejik kırılmalar yaratacak küresel bir fırtına içindeyiz.
Suriye, ABD-İran ihtilafı ve Doğu Akdeniz dış politika gündemimizi daha çok meşgul edecek. Bu fırtına içerisi konsolide edilerek karşılanabilir.
Ortak milli meselelerde iktidar ve muhalefet aynı dalga boyunda olmalı.
Fırtınanın gözünde olduğumuzu ve yeni başladığını unutmayalım.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)