23 Haziran seçim sonuçları siyaseti hareketlendirdi. Sistem tartışmasından yeni parti kurma çalışmalarına kadar bir dizi konu kulislerde dolanıyor. Bu konular arasında uzun süredir marjinal durum olan Kürt milliyetçilerinin artan "özgüvenini" ayrıca önemsemek lazım. HDP, 31 Mart ve 23 Haziran seçimlerindeki CHP adaylarının başarısını kendi desteğine bağlıyor. Hatta etkisini 24 Haziran seçimlerine kadar geri götürüyor.
TBMM'de HDP'li milletvekili Kurtulan'ın İYİ Partili Ağıralioğlu'na attığı fırça bahsettiğim "özgüvenin" bir yansıması: "Size rağmen,içinde bulunduğunuz ittifaka,HDP ve PKK'ya içinde gönülvermişlerin de olduğu insanlaroy verdi. Şu an koltuklarınızdaHDP'nin oylarıyla oturuyorsunuz. Bu ittifakta, CHP ile yaptığınızittifakta HDP'nin oylarının etkisivardır." Elbette bu cümleler Milletİttifakı ile HDP arasındaki birlikteliğiayan beyan etti. Ancak bu sürprizdeğildi, malumun ilamıydı.
***
İlginç olan ise İYİ Partililerin Meclis'te HDP'nin "had bildirmesine" polemik dışında tepki verememesi. HDP fırçasından kendilerini kurtarabilecek siyasi argüman bulamaması. Daha da önemlisi, HDP'nin kendisini marjinallikten kurtulmuş hissetmesi. Millet İttifakı'na "demokrasi dersiverecek" yerde görmesi. Bundayerel seçimlerde ittifak mühendisliğiyapan Kılıçdaroğlu'nun ve buna onayveren Akşener'in önemli bir sorumluluğuvar. Aynı şekilde PKK elebaşılarınınkendisine destek açıklamalarınıreddetmeyen ve "Demirtaş'ın nedenhapiste olduğunu anlamadığını" söyleyenİmamoğlu'nun da sorumluluğuvar.
***
HDP ve PKK cenahındaki hareketlenmenin diğer örneği de terörist Cemil Bayık'ın The Washington Post'ta makalesinin yayımlanmasıydı. Kuşkusuz terör örgütünün, başına ABD'nin ödül koyduğu beş kurucusundan birisinin Amerikan medyasında yer bulması bir skandal. Terörle mücadele için "ya bizdensin yateröristten yanasın" diyen Amerikalılar menfaatlerine gelince bu prensibi kolaylıkla unutabiliyorlar. Makalenin içeriği ise ayrı bir facia. PKK elebaşısı, örgütünün uyguladığı şiddetin sorumluluğunu Türkiye Cumhuriyeti'ne atıyor. "Silahlı mücadeleyemecbur kaldık"diyor. Sözde demokrasiadına "yeni birulus tanımı, özerklikve çözüm süreci"istiyor. 2013'te çözüm sürecindekikendi hatalarını da "AK Parti'yegüvenmek ve Türkiye'nin tümdemokratik güçlerini dahil etmekonusunda çalışmamak" olarakgörüyor. Bayık'ın "demokratik güçler"derken muhalefete, yerel seçimlerdedestek verdiği CHP ve İYİ Parti'ye işaret ettiği açık.
***
Kurtulan'ın fırçası ve Bayık'ın söylemi Kürt milliyetçilerinin önümüzdeki dönemde cüretlerini artıracağını gösteriyor. Bu arada Suriye'den çekilme sözünü rafa kaldıran ABD ile Fırat'ın doğusundaki güvenli bölge konusunda henüz bir uzlaşmaya varılamadı. Washington bir türlü YPG'den vazgeçmiyor. İçeriden HDP, dışarıdan PKK-YPG üzerinden yeni bir dalga oluşturulmaya çalışılıyor.
Türkiye'ye yeni bir çözüm süreci dayatılmak isteniyor. Muhalefete bildirilen "had" üzerinden...
PKK'nın silah bırakma derdi yok. Suriye'nin kuzeyinde "ABD himayesindedevletçik kurmak" vebunu "bazı güneydoğu illerindekiözerklik" ile tamamlamak istiyor. AKParti iktidarında ülkemizdeki Kürtlerindemokratik hakları tanındı. Özerklikfikri ise kabul edilemez. İspanya tecrübesigösterdi ki özerklik uygulamasıayrılıkçı milliyetçiliği azdırır. Bakalım,yerel seçimlerde HDP oylarını alanCHP ve İP, gelen dalgaya nasıl cevapverecek?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.