S-400 geriliminde bir çözüm bulunmazsa...
2013'ten sonra bozulan Türk-Amerikan ikili ilişkilerinde çok sayıda gerilim konusu var. FETÖ liderinin iade edilmemesi, Halkbank davası, YPG'ye silah desteği gibi. Potansiyel gerilim konuları da sırada: Doğu Akdeniz'de Yunanistan ve Güney Kıbrıs lehine Kongre'ye tasarı sunulması ve Yüzyılın Anlaşması gibi.
Halen olumlu gitmesi beklenen tek konu da Suriye'nin kuzeydoğusundaki güvenli bölgenin birlikte oluşturulması. Trump ile Erdoğan arasındaki kimya uyuşmasını da buna eklemeliyim. Ancak S-400 geriliminin raydan çıkması ve bağlantılı sonuçları (F-35 programından çıkarılma, askeri-ekonomik ambargo) iki ülkenin ittifak ilişkisini kökünden etkileyecek bir mahiyete sahip. Elbette Batı medyasındaki Türkiye'nin NATO'dan çıkarılması söylemlerini kastetmiyorum. Bunlar hep Ankara'yı baskılamak için üretilen argümanlar. Oybirliği ile karar alınan NATO'da zaten üyelikten çıkarma diye bir uygulama da yok.
İki müttefikin stratejik çıkarlarının bir araya gelemeyecek şekilde ayrışmasından da bahsetmiyorum. Asıl tehlike, bozulan ikili ilişkinin uzun dönemde kimlik düzlemli sonuçlar üretmesi. Türk milli kimliğinin "ötekisi" olarak ABD'nin yerleşmesi ihtimali. Bu, Amerikan karşıtlığından daha kapsamlı bir olgu.
Türkiye'nin bu dalganın dışında kalması düşünülemez. Hele hele son altı yıldır dış saldırılarla karşılaşan ve buna direnç gösteren Türkiye'nin zaten özel bir durumu var. 15 Temmuz gecesi bu ülkenin insanları Türkiye, Suriye'ye dönmesin diye meydanlara çıktı. Kendi başının çaresine bakma iradesi gösterdi.
Rusya, silah piyasasına girmesin diye Türkiye karşıtlığında aşırı giden Kongre'nin abartılı milliyetçi tepkisini dizginlemesi gerekir. Ankara'nın "S-400'lerin teknik etkisini birlikte araştıralım" önerisine ambargolarla karşılık vermek Türkiye'de çok güçlü bir milliyetçi refleksi kalıcı şekilde besleyecek. Mesele, güvenlik ve otonom dış politika olunca bu refleksin Amerikan karşıtlığına oturması da kaçınılmaz olur.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)