Gerekçe kavgası
250 sayfalık gerekçenin 200-212 sayfaları arasında 31 Mart İstanbul seçimlerinin iptali üç hususa bağlanmakta.
Özetleyerek vereyim:
1-754 sandıkta sandık kurulu başkanlarının kanun hükmüne aykırı olarak kamu görevlisi olmayanlar arasından belirlenmiştir.
Bu suretle şekil şartlarının ihlali, seçimin güvenilirliğini ortadan kaldırmıştır.
Bu sandıklarda oy kullanan seçmen sayısı 212.276 olduğu için seçimin neticesine müessir görülmüştür.
2-108 sandıkta sayım döküm cetvellerinin düzenlenmemiş olması, bu sandıklardaki seçim sonucunun güvenilirliğini ciddi biçimde zedelemiştir.
Esasen yok hükmünde olan bu sandıklardaki oy kullanan seçmen sayısı 30.281'dir.
3- Seçimlerde kısıtlı, ölü, tutuklu ve hükümlü olması sebebiyle oy kullanma hakkı olmadığı halde 706 kişinin de seçimlerde oy kullandığı tespit edilmiştir.
Üç hususta tespit edilen kanuna aykırılık ve usulsüzlükler, seçimin güvenilirliğini ortadan kaldırmış ve seçim sonucuna müessir olmuştur. İptal gerekçeleri arasında öne çıkanı, sandık kurullarının kanun hükmüne aykırı olarak belirlenmesi.
Zira sandık başkanları seçim hukukumuzda seçimlerin güvenirliğini temin etmede kilit role sahip. Başkanlar, oy verme düzeninin sağlanması, oy verme işlemleri ve seçim sonucunun belirlenmesi gibi kritik görev ve yetkilerle donatılmış.
Bu nedenle 13 Mart 2018 tarihli 7102 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle sandık başkanlarının belirlenmesi sıkı koşullara bağlanır. Halbuki 754 sandıkta başkanların ilçe seçim kurulları tarafından kanun hükmüne aykırı olarak kamu görevlisi olmayanlar arasından belirlenmesinde hukuken kabul edilebilir hiç bir sebep gösterilmedi.
Ayrıca YSK, hukukumuzda kanuna aykırı oluşturulan kurulların tüm işlemlerinin geçersiz olduğuna da dikkat çekiyor.
Danıştay'ın yerleşik içtihatlarında bir kurulun kanun veya yönetmeliğe aykırı şekilde oluşturulması halinde, işin esasına girilmeksizin şekil yönünden yapılan işlemlerin iptaline karar veriliyor.
Disiplin kurulu, sınav komisyonu, tez jürisi ve doçentlik jürisi gibi.
Oysa sandık kurullarının kamu görevlisi olması gereken başkan ve üyelerinin listesi talepte bulunmalarına rağmen siyasi partilere verilmedi. İtiraz hakkı etkili şekilde kullanılamadı. Sandık kurullarının kanunsuz oluşumu hususunda 24 Haziran 2018 seçimlerinde YSK'ya itiraz yapılmadı.
Yine YSK, Büyükçekmece ve Maltepe ilçelerine yapılan başvuruyu da o ilçelerdeki usulsüz atanan sandık kurulu başkanı sayısının oy farkını gideremeyecek düzeyde olması sebebiyle reddetti.
Bu tartışmanın hangi sertlikte yapılacağı da demokrasimizin bir sınavı olacak.
Yeniden bir seçime gidiliyor olması İstanbul seçmeninin iradesinin sağlıklı şekilde sandığa yansımasını sağlayacak.
Gün YSK kararına saygı duyarak kampanyaya odaklanma günü.
Oyların sadece yüzde 10'a yakının sayılmasıyla Cumhur ittifakı adayı Yıldırım'ın lehine 15 bin 679 oy değişmesi zihinlerde büyük şüphe doğurdu.
Tüm sandıklar yeniden sayılsaydı belki bu şüphe giderilebilirdi. Seçimin iptali ve yeniden seçime gidilmesi ise kesin çözüm oldu. İstanbulluya kendini anlatabilen aday başkan olur. Böylece hak yerini bulur.
Partilerin sandıklara, YSK'nın da sürecin şekil şartlarına titizlikle sahip çıktığı bir seçim yaşayalım.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)