CHP’nin marjinalleşmesi kimi ilgilendirir?
CHP'nin muhalefet stratejisinin ise ciddi bir krizde olduğu aşikâr. Bu krizin kökleri 17-25 Aralık operasyonlarındaki tavrına kadar geri götürülebilirse de asıl sıkıntı 15 Temmuz darbe girişiminden sonra başladı. CHP kurmayları, Türkiye'nin "saldırı altında olduğu" yönündeki siyasi bilincin AK Parti tarafından kullanıldığı ve kendi muhalefet zeminlerinin daraldığı anlayışından hareket ediyorlar.
15 Temmuz'dan sonra "tek adam" eleştirisinin MHP'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a destek vermesini engellemediğini gördüler. Bütün aksi çabalarına rağmen 16 Nisan referandumu ile de halktan cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş onayının alınmasına şahit oldular.
FETÖ ile mücadelenin iktidar partisine getirilerini "20 Temmuz'dan sonra sivil dikta başladığı" suçlamasıyla izale etmeye çabalamışlardı. Şimdi de Zeytin Dalı Harekatı'nın temsil ettiği PKKYPG ile mücadeleye aynı tavrı gösteriyorlar.
Bir yandan ÖSO'yu "el- Kaide, Deaş bağlantılı" göstererek "terör örgütü" suçlamasına yöneliyorlar. Diğer yandan ise HDP tabanına şirin görünmek için PYD-YPG'ye "terör örgütü" demekten sakınıyorlar. ABD'nin YPG politikasını eleştirmedikleri gibi Kilis ya da Reyhanlı'ya atılan roketlere karşı da sessizler.
Elbette bunun iktidara, Erdoğan'a yaracağını düşündükleri için... Ancak bu tercihle, 15 Temmuz'dan sonra yaşadıklarına benzer ikinci bir kırılma yaşıyorlar. Çok güçlü bir siyasi trende karşı çıkarak parti olarak kaybetmeyi garantiliyorlar.
Bu tarz siyaset, kolaycılığının yanı sıra, CHP tabanındaki çaresizlik hissini ve marjinalleşmeyi derinleştiriyor. İktidarın FETÖ'leşme ya da HDP'leşme eleştirilerinde bulunmasına fırsat veriyor. "Gayri milli olma," "vatansever olmama," "Türkiye'nin düşmanları ile eşgüdümlü hareket etme" gibi yorumlar güç kazanıyor. AK Parti yetkililerinin ötesinde geniş halk kesimlerinde bu algı yerleşiyor. Bu algının CHP'nin oy oranını ne kadar etkileyeceği henüz belli değil. Ancak parti liderinin ve sözcülerinin siyasi söylemlerinin marjinalleşmesi tabanın da merkez siyasetten uzaklaşmasına sebep oluyor.
TSK, Afrin merkezine yaklaştıkça dış kampanyanın yoğunlaşması bekleniyor. CHP'nin de kurultaydan sonra "sert muhalefet" adına YPG'nin propagandasına esir düşmesi yeni bir marjinalleşme algısı oluşturacak.
CHP'nin HDP gibi marjinalleşmesinin Türkiye siyaseti ve demokrasisi açısından ciddi bir sorun olduğu görüşündeyim. Bu gidişat ya "terörle mücadele" gibi ortak, milli bir konudan CHP tabanını yabancılaştıracak. Ya da tabandaki milli-ulusal hissiyata sahip kesimler CHP'den uzaklaşacak ve parti tümüyle sekter bir kesimin aparatına dönüşecek.
Bu da hem sert bir kimlik siyaseti yürütmek hem de dış operasyonların ajandasına hizmet etmek demek.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)