YPG meselesinde yeni aşama
YPG ile çalışmanın, ABD'li yetkililerin söylediğinin aksine, "taktik" değil "stratejik" bir tercih olduğu netleşti. Binlerce uçak ve TIR dolusu silahın YPG'ye verilmesinin Deaş ile mücadeleden başka amaçları olduğu herkese ayan oldu. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı D. Satterfield geçen hafta Senato'daki Dış İlişkiler Komitesi sorgusunda ABD'nin Suriye'de "kalıcı" olduğunu açıklamıştı. Kalıcı olmayı Washington, YPG kontrolündeki bölgede "yerel yönetim kurma" şeklinde formüle ediyor.
İkincisi, ABD, YPG varlığını, özellikle Fırat'ın doğusunda, kendini koruyabilecek bir otonom bölgeye çevirerek İran'ın Suriye'deki nüfuzuna karşı kullanma niyetinde. Üçüncüsü ise Türkiye'yi PKK-PYD varlığı üzerinden tedip etme arzusu. Kuşkusuz Washington'daki yetkililer sürekli olarak böylesi bir hedefin olmadığını açıklasa da bu algı Türk karar alıcılarında da kamuoyunda da yerleşmiş durumda. Daha net söyleyeyim: Türkiye, ABD'nin terör örgütünü "devletleştirdiğini" ve bunun "düşmanca" olduğunu düşünüyor.
MHP lideri Bahçeli'nin "İran ile işbirliği yapalım" çağrısı yapması gidişatın sadece ilk tezahürü. Bütün tepkilere rağmen YPG'ye desteğini ileri aşamaya taşıyan ABD, Türkiye'yi PKK- YPG'ye bakışında politika değişikliğine zorluyor. Türkiye'ye saldırmadıkça YPG öncülüğündeki SDG'yi Suriye'nin kuzeyinde kabullenmesini istiyor. Tıpkı Kuzey Iraktaki bölgesel yönetim gibi. Halbuki Barzani-Talabani yönetimi Türkiye ile bir çatışma konumuna hiç gelmedi. Oysa PKK Türkiye'nin bekası ve bütünlüğü için varoluşsal bir tehdit. Ayrıca, ABD'nin YPG bölgelerinde "yerel yönetim" kurması Rusya'nın bu örgütü Astana-Soçi süreçlerine dahil etmesini de icbar etmeye yönelik bir hamle.
1- YPG terör koridorunu "Irak sınırına kadar temizleme" kararlılığını sürdürmek. Afrin ve Menbiç başta olmak üzere YPG'nin var olduğu yerlere kısa vadede müdahale etmenin yollarını aramak. Nitekim Erdoğan dün, "bize düşen bu terör ordusunu doğmadan boğmaktır. Harekât her an başlayabilir" dedi.
2- ABD koruması altındaki YPG bölgelerini çeşitli şekillerde istikrarsızlaştırmak. Aşiretler ve ÖSO güçlerinin seferber edilmesinden YPG liderlerinin hedef alınmasına kadar... Sünnileri YPG ile uzlaştırmaya çalışan ABD politikası başarısızlığa uğratılmalı ve uzun vadeli bir yıpratma savaşına hazır olmak gerekir.
3- Türkiye'ye saldırmadıkça, meşruiyetini de kabul etmeden, YPG'nin varlığına müsaade etmek. Türkiye kamuoyunun son seçeneği kabul etmeyeceği açık. Diğer seçeneklerde ise yapılması gereken belli.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)