Yeni sayfa açma zorunluluğu...
Perşembe günü ABD Başkanı Trump ile acil kriz konuları olan Kuzey Irak'taki referandum ve Suriye'deki son durumu görüşecek. Türk-ABD ilişkilerinin ciddi bir gerginlikten geçtiği bu dönemde Erdoğan-Trump görüşmelerini hâlâ önemseyenlerdenim.
Trump'ın gelişinin ikili ilişkilerde beklenen toparlanmayı getirmediği aşikâr. Hatta YPG'ye yapılan resmi yardım ile Suriye politikasında Obama'nın hayaletinin etkin olduğunu biliyoruz. 3 bin TIR silah ve PKK'lı teröristleri "ordulaştırma" eğitimi Ankara açısından "düşmanca" bulunuyor.
İşte bu durum sebebiyle Erdoğan ve Trump'ın her şeye rağmen sıcak görüşmeler yapabiliyor olmasını değerli buluyorum. Müttefiklik ilişkisinde yapısal bir ayrışmaya doğru gidişini engellemek için bu tür görüşmeleri fırsat kapısının açık tutulması olarak görüyorum.
Ankara, Washington'daki yönetim krizinin bitmediğinin farkında. Zarrab davasının 17-25 kumpası çizgisinde yürümesini, korumalar hakkındaki tutuklamayı ve Gülen'in iadesi konusunda hiçbir şey yapılmamasını, Trump'a da direnen kurumlara, aktivist yargıya bağlıyor. Yani, Trump'ın iktidarını pekiştiremediğini, hatta ayakta kalma kavgası verdiğini görüyor.
Başkanın Beyaz Saray ekibindeki istifalar, kritik yerlerdeki görevden almalar ve dışişleri bakanlığı gibi bir kurumda bile yardımcılık görevlerine atama yapılamamış olmasını da mevcut "yönetim" krizinin örnekleri olarak değerlendiriyor.
Deaş ile mücadele sona doğru giderken Türkiye ve İran, YPG konusunda da işbirliği arayışında. Şimdilik stratejik düzeyde olmasa da Türkiye'nin Rusya ve İran ile sahada genişlettiği bu işbirliğinin Türk-ABD ilişkilerini geri dönülemez bir sarmala taşıma, yapısal hale gelme riski ortada. İç siyaset ile başı dertte olan Trump'ın bu gidişatın risklerini görmesi mümkün olmayabilir. Ancak Dışişleri ve Pentagon'un acilen Türk-ABD ilişkilerindeki stratejik ortaklıkta bir kopuşun ABD çıkarlarına aykırı olduğunu gündem yapması gerekiyor. Tillerson ve Mattis'in Türkiye'nin bölgedeki öneminin farkında olduğu ve ilişkileri toparlamada yapıcı bir yerde durduğu söyleniyor.
İlişkilerde bir kopuşa değil, yeni bir sayfa açılmasına ihtiyaç var ise bunun yolu ABD'nin Obama döneminden kalan Ortadoğu (Suriye- Irak ve İran özelinde) politikasında revizyon yapmasından geçiyor. McGurk gibi Obama dönemi bürokratlarının mihmandarlığıyla Deaş sonrası Suriye ve Irak politikasını yönetmesi Trump yönetiminin kendi önceliklerine bile aykırı. Sözgelimi hem İran'ı çevrelemekten bahsedip hem Türkiye'yi Rusya ve İran ile çalışmaya itmek nasıl açıklanabilir?
Sözün özü, Trump ekibinin bir an önce Ortadoğu'daki gidişatı ve Türkiye ile müttefikliğin anlamını yeniden ele alması gerekiyor. İki lider arasındaki olumlu havayı dağıtacak yeni yol kazaları olmadan...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)