Erdoğan-Trump zirvesi hâlâ önemli ama...
Aslında, ABD'nin Ortadoğu yol haritasında Türkiye'ye nasıl bir yer verdiğinin ipuçları bu görüşmede netleşecek. Şimdiden anlaşılan şey, Ankara'nın Trump yönetimi ile arzu ettiği kapsamlı işbirliği arayışının arzu edilenden zor olacağı. Hatta inişli çıkışlı bir dönemi de içerebileceği. Yine, Obama'nın Ortadoğu'daki klasik ABD müttefiklerine yönelik olumsuz politikasını Trump'ın değiştirmesinin, eğer mümkünse tabii, hayli vakit alacağı.
Şurası açık, Trump'ın bölgemize yaklaşımı henüz tutarlı bir politika oluşturmaktan uzak. Bugünlerde Körfez ülkeleri ile İran'ı çevreleme hedefi üzerinden yürüyor. Yakın gelecekte ise Rusya ile yakınlaşma arayışının ve Suriye'de siyasi geçiş süreci politikasının şekillenmesini bekleyebiliriz. Trump'ın DEAŞ ile mücadele politikasında ise bir değişiklik yok. CENTCOM'un YPG ile Rakka'ya girme kararındaki ısrarı bunu gösteriyor.
Suriye-Irak'ın bütünlüğü ve PKK-YPG'nin geleceği ne olacak? Zira Türkiye için PKK ile mücadele ABD ile koordinasyon olmadan da takip edilmesi gereken hayati bir öncelik. Söz konusu yol haritası görülmeden PKK ile YPG'yi birbirinden koparma önerisinin bile inandırıcılığı olmayacaktır. PKK'nın üst düzey yönetimini tümüyle tasfiye etmeden PKK-YPG organik ilişkisi bitirilemez. Ve Ankara'ya yeni bir çözüm süreci tavsiye etmenin ise hiçbir anlamı yok.
ABD'nin bu kadar açıktan desteklediği PKK-YPG ne devlet hedefinden ne de Pan-Kürdist emellerinden vazgeçmeyecektir. Ve Ankara da milli güvenliğini tehdit eden PKK-YPG ile mücadelede kendi seçeneklerini üretmekten geri durmayacaktır. Zira YPG, Washington için DEAŞ ile mücadelede yararlı bir enstrüman ise Ankara için görüldüğü yerde vurulması gereken, meşru bir hedeftir.
İşte bu sebeple Ankara'nın PKK endişesini dindiremeyen Washington çok uzun bir süre geçmeden kendini Türkiye'nin farklı stratejik tercihlerini daha fazla tartışır halde bulacaktır. Erdoğan'ın Kuveyt dönüşü uçakta basın mensuplarına söylediği sözler Trump'a bölgede Türkiye ile çalışmanın kaçınılmazlığını hatırlatıyor: "Ortadoğu'da Türkiye'siz bir karar verilmesi düşünülemez. Eğer Türkiye'nin fikrine müracaat etmeden birileri karar alıyorsa bunun bedelini aslında ağır ödüyorlar. Türkiye ile ne yapabiliriz diye düşünmeleri gerekir."
Bilmem, Obama'nın deneme yanılmalarını Trump'ın tekrar etmesine ihtiyaç var mı?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)