Kampanyanın son durağında “üniter yapı” mesajı
Muhafazakâr siyasetçilere her zaman en büyük desteği veren Konya halkı Erdoğan'a görkemli bir ilgi gösterdi.
Cumhurbaşkanı'ndan önce Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu selamlama konuşması yaptılar.
Erdoğan'ın hitabında hummalı bir kampanya sürecini Konya'da tamamlıyor olmanın farklı bir coşkusu ve rahatlığı vardı.
Sandıktan güçlü bir evet çıkmasını isteyen Erdoğan ayaküstü gazetecilerle sohbetinde halkoylaması tahminlerini almayı da ihmal etmedi.
Yüzde 55 tahmininin altında kalan olmadı.
Çarpıtılan "eyalet" tartışmasında MHP cenahına verdiği mesajın Genel Başkan Bahçeli tarafından olumlu karşılandığı bilgisi de sohbete yansıdı.
Erdoğan, öncelikle CHP'nin söylemlerini Genel Başkan Kılıçdaroğlu ve Konya milletvekili Hüsnü Bozkurt'un "denize dökme" cümlesi üzerinden gündelik dille eleştirdi, "hadlerini bilmeye" çağırdı.
Daha sonra, saldırılara uğrayan Türkiye için 16 Nisan'ın tarihi anlamına, Türk milletinin kuruculuğuna, evetin Batı'ya verilecek bir cevap teşkil ettiğine, silahlarını gömmeyen terör örgütlerinin yok edileceğine, idam talebinde son kararı milletin vereceğine ve üniter yapının savunucusu olduğuna vurgu yaptı.
Enteresandır, cumhurbaşkanlığı sistemi kampanyasının başında "federasyon ve bölünme" iddiaları vardı.
Sonu da "eyalet sistemi-üniter yapı" tartışması ile geldi.
Erdoğan önce bir televizyon yayınında dün de Konya konuşmasında 18 maddelik anayasa değişikliğinin üniter yapıyı değiştirmeyeceğini bir kez daha vurguladı.
"Türkiye'nin üniter yapısının en büyük savunucusu, en başta gelen müdafii daima şahsım başta olmak üzere biz olduk, biz olacağız. Eyaletmiş, federasyonmuş, şuymuş, buymuş. Hiçbiri bizim gündemimizde yoktur, olmayacaktır.
Cumhuriyetimizin üniter yapısı içinde ilelebet payidar olması konusunda kararlılığımızı burada bir kez daha tekrarlıyorum."
Bırakın federasyonu yerel yönetimlerle ilgili bile bir düzenleme içermiyor.
Yapılabilecek değişiklik sadece bakanlıkların merkezi düzenlemelerinin taşraya yansıması ile sınırlı.
Halkoyuna sunulan sistemde eyalet kurma ve buralarda yasama, yürütme ve yargı organları oluşturma yetkisi hiçbir şekilde bulunmuyor.
Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin yetki alanı daha da sınırlı.
Yeni sisteme geçildiğinde Türkiye'nin mevcut yerel yönetim yapısı korunacak.
Yarın, sandıklara yansıyacak milli iradenin mevcut sistemin krizlerinden ülkemizi çıkaracak bir tercih olacağını ümit edelim.
15 Temmuz direnişinin özgüveni ile birleşen bir evet tercihinin etrafımızdaki bölgenin sorunları ile yüzleşmede yeni bir sinerji yaratmasını umut edelim.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)