Avrupa Parlamentosu’nun anlayamadığı...
Karar bağlayıcı değil... Belirleyici irade, üye ülkelerin liderlerinde; yani AB Konseyi'nde... Almanya Şansölyesi Merkel'in "Ankara ile diyaloğu koparmak istemediklerini" söylemesi üye ülkelerin şimdilik müzakereleri dondurmaktan yana olmadıklarını gösteriyor.
Şimdilik diyorum; zira büyük zorluk bu yılın sonunda geri kabul ve vize muafiyeti konusunda yaşanacak.
Ankara ise Brüksel'in terörle mücadele konusunda kendisini yalnız bırakmasından bıkmış durumda. Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan AP oylamasıyla ilgili "kıymeti harbiyesi" yok derken şu cümleleri de kullandı:
"AP'nin buna tevessül etmesi dahi terör örgütlerine kol kanat gerdiğinin ifadesidir... 15 Temmuz'da demokrasi ve istiklal için canını ortaya koyan milletin iradesini hiçbir terazi tartamaz." Bu değerlendirme tüm Türkiye kamuoyunda paylaşılan bir kanaate dönüştü.
ABD ve AB'nin öngörüsüz politikası ile Ortadoğu ve Kuzey Afrika otoriter rejimlere, iç savaşlara, teröre, göçmen dramına ve mezhep çatışmasına terk edildi. Türkiye de 2013'ten itibaren birçok badire ile yüzleşti.
Deaş, PKK ve FETÖ terörüyle mücadelesinde yalnız bırakılan Türkiye, Suriye ve Irak'taki gidişat sebebiyle kendi başının çaresine bakmak durumunda kaldı. 15 Temmuz darbe girişimini de bölgesel depremin en son sarsıntısı olarak görmek gerekli.
Trump'ın ABD başkanı seçilmesi ile daha da yoğunlaşacak bir sarsıntı döneminden geçiyoruz. Ulusal güvenlik danışmanı olması beklenen M. Flynn'in Suriye ve Irak'ın parçalanmasından, yeni bağımsız devletlerin oluşacağından bahsettiği günlerdeyiz.
İşte bu şartlarda Türkiye ulus-devlet olarak kendi güvenliğini sağlayacak formülleri üretmek ve ilişkilerini bu minvalde revize etmek durumunda.
AB bu realiteye gözlerini kapatıyor. 15 Temmuz'un Türkiye ve bölgenin istikrarı için ne kadar hayati olduğunu anlamadığı gibi.
Ancak bölge halkının ve elitlerinin önemli bir kısmının bunun farkında olduğunu söyleyebiliriz. Bu farkındalığı, 15 Temmuz'u ve Libya'daki mevcut durumu tartışmak üzere SETA olarak gittiğimiz, Tunus'ta gördük.
Ülkesindeki demokratik geçişin mimarlarından olan Nahda lideri R. Gannuşi, darbe girişimini en iyi anlayanlardan birisi: "15 Temmuz bölgenin tarihinin yeniden yazıldığı önemli bir gecedir. Türkiye'de darbe girişiminin başarısız olması Mısır'da darbenin başarılı olması ve sonrasında yaşananları ciddi anlamda dengeleyen bir gelişmedir. 15 Temmuz'da tarih durdu. O gece sonrasında ya tarih ilerleyecekti ya da geriye dönecekti. Çok şükür Türkiye'de darbenin başarısız olmasıyla tarih ileriye akmaya devam etti."
Bu ifadeler, Türkiye'yi OHAL ile ilgili eleştiren AP'ye kıyasla, daha uzun vadeli ve stratejik bir aklın tezahürü; değil mi?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)