CHP’nin “beka” söylemi tutmaz!
Ağırlık kazanan beklenti 2012 sonunda komisyona sunulan başkanlık önerisini revize eden 15-20 maddelik teklifin getirilmesi. AK Parti kurmayları MHP'nin "denetimli başkanlık" beklentisine cevap verecek bir formül üzerinde çalışıyor.
Üniter devlet ve tek meclis temelli teklifin kuvvetler arasındaki denge ve denetlemeyi nasıl kuracağı merak konusu. Zira iktidar partisinin "Türkiye tipi başkanlık" teklifindeki kritik konular şu şekilde olacak:
Veto yetkisi, karşılıklı fesih mekanizması, başkanlık kararnamesi, seçimlerin zamanlaması ve bütçe kabulünün tekniği. Bu konulara dayanarak öneriye "demokratik" ya da "otoriter" tanımlamaları yapılacak.
AK Parti'nin önerisi beklenirken HDP nispeten suskunluk içinde. CHP lideri Kılıçdaroğlu ise başkanlık önerisinin Meclis'e getirilmesini Türkiye siyasetinin kadim bir teması ile tartışıyor: beka sorunu.
MHP'yi konuyu gündeme getirdiği için eleştiren Kılıçdaroğlu'na göre başkanlığa "evet" oyu "Türkiye'yi ateşe atmak, iç savaşa ve bölünmeye götürmek" demek.
Milliyetçi tabanın korkularına hitap eden "beka" söylemini bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yöneltiyor: "Unutmayın, bu kişi düne kadar PKK ile beraberdi. PKK, Doğu'da neden bu kadar silahlandı? Kimin desteği ile kimin gözetiminde bu kadar silahlandı. Yarın bir gün birisi çıkıp 'Tamam başkanlık sistemini kurduk, size bu bölgeyi veriyorum' derse kim ne diyebilecek?"
Anlaşılan CHP başkanlık tartışmasında 15 Temmuz öncesindeki tavrından daha katı bir yerde.
Hatırlayacaksınız, Kılıçdaroğlu bu yılın haziran ayında "ABD'deki gibi başkanlık sistemini getirecekseniz buyrun getirin" demişti.
Ancak Başbakan Yıldırım "biz Türk tipi başkanlık istiyoruz ama yine de hodri meydan" deyince ilginç bir şekilde iktidarı "federalizm" istemekle suçlamıştı. Partisinden gelen eleştiriler üzerine federalizm konusunu kapatmıştı.
Bugün Kılıçdaroğlu, "beka" söylemi ile yine "federalizm" konusuna geri dönüyor.
Şurası net: CHP, AK Parti'nin demokratik bir model üreteceğine inanmıyor.
Kuvvetler dengesi açısından örnek verilebilecek ABD modelini de federalizm yüzünden kendisi öneremiyor.
Böylece "parlamenter sistemi güçlendirmek" ve "12 Eylül döneminde çıkarılan yasaları demokratikleştirmek" gibi bir pozisyona kilitleniyor.
Yeni Anayasa uzlaşma komisyonunu da aynı söylemle işlemez hale getirmişti.
PKK terörüyle içerde dışarda mücadelede önemli mesafe alan ve 15 Temmuz darbe girişiminin bastırılmasına liderlik eden Erdoğan'a "ülkeyi bölme" suçlaması etkili olmaz. Dahası, Türkiye'nin bekası söylemi AK Parti tarafından zaten sistem krizini aşmak için kullanılmakta.
Kaldı ki başkanlık sistemine sahip ülkelerde federal yapı kadar üniter devlet yapısı da hâkim.
Yerel yönetimler bağımsız değil. Yani genel olarak yasama, yürütme ve yargı gücüne sahip değiller.
ABD haricinde yerel yönetimlerin mali özerkliği de güçlü değil... Ayrıca başkanlık sistemlerinde tek bir yerel yönetim modelinden bahsedilemez.
Türkiye başkanlık sistemine geçtiğinde federalizmi benimsemek zorunda olmadığı gibi kendi yerel yönetim modeli ile devam edebilir.
Ezcümle, "beka" söyleminin somut karşılığı olarak gösterilebilecek "federalizm" konusu Türkiye tipi başkanlık sistemi tartışmasının hayli uzağında.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)