İtiraf etmeyin tövbe edin!
En son itiraf mahiyetinde bir rapor Britanya'dan geldi. Tony Blair Hükümetinin 2003 Irak işgaline dahil olma sürecini soruşturan Chilcot raporu 7 yıl sonunda yayınlandı. Tevafuk bu ya, raporun kamuoyu ile paylaşılması DAİŞ saldırısının Irak'ta 200'ü aşkın can aldığı günlere denk geldi.
12 ciltlik raporun özü hepimizin malumu olan bir gerçeği yinelemekti: Irak işgali meşru ve haklı gerekçelere dayanmayan bir hataydı. Kusurlu istihbarat söz konusuydu ve kitle imha silahları risk teşkil etmiyordu.
Saddam Hüseyin'in 'yakın' tehdit oluşturmadığı, işgalin gereksiz olduğu ve yanlış istihbaratla tüm barışçıl seçenekler tüketilmeden savaş kararı alınmıştı. Ayrıca işgal sonrasında ne gibi sorunlarla karşılaşılacağı öngörüldüğü halde planlama ve hazırlıklar yetersizdi.
Blair'in özrü de tıpkı Britanya basınının ilgisi gibi daha çok işgal sırasında ölen 179 Britanyalı askerin ailesine yönelik. ABD Başkanı Bush'a "ne olursa olsun seninleyim" demesinin Irak'ta ve Ortadoğu'da bıraktığı ölümcül etkilere yanmak da bölge insanına kalıyor herhalde.
ABD ve Britanya "ertesi günün" sorumluluğunu küçümseyerek Irak'ı işgal etme hatasını işledi. "Demokratik bir Irak" yaratmayı bırakın, Suriye'yi de vuracak olan DAİŞ terör devletinin kurulacağı bir zemini üretti.
Bugün aynı şey Suriye'de farklı bir yolla cereyan ediyor. Irak işgalinde bilerek "hatalı" davranan Bush ve Blair'in tecrübesinden "yanlış ders" çıkaran Obama yönetimi uzayan Suriye iç savaşını yerel aktörlerle çözmeye çalışıyor. Yine bölgenin yarınını umursamıyor.
Bu yüzden Suriye'nin Sünni Arapları bu kez Rusya, Esed, Şii milisler ve PKK- YPG eliyle eziliyor, öldürülüyor. Ayakta kalan bölge ülkelerini "beka" problemine sürükleyen, daha önemlisi Kürtleri bölgeden yabancılaştıran aktörler öne çıkarılıyor. Pan-Kürdizm emeli teşvik ediliyor.
Afganistan, Irak ve Suriye krizlerinin ürettiği küresel göçmen ve terör sorunları bunun en belirgin örnekleri. Obama'nın Suriye politikasının hangi ölümcül sonuçları ürettiğinin "itirafı" için 13 yıl beklemeye gerek kalmayacak gibi.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)